nicedir karanlık burada gökyüzü
is’li bir il! örtmüş güneşi, bitirmez güzü
bu yüzden yıldızlar yenik bombalara
dumandan sisten kırpamıyor gözünü
bilemedi büyümeyi kaç kuzu
uçurtmamda değil sadece kurşunun izi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
harikasınız çok güzeldi filistinli çocuğun acısını sinesinde duyup yazan duyarlı yüreğe selam olsun saygılar kaleminize'.
siz çocuk oldunuz
ama ben daha büyümedim.
keşke ölmeden sorabilseydim babama!
“ büyümek nasıl bir şey baba? ”
Güzel bir çalışma olmuş.Tebrik ediyorum.
Benzer konuda ben de sekiz tane şiir yazdım.Bir iki tanesini de seslendirdim, fakat şiirlerimin hiç birini tek parça halinde ses dosyası ile sayfama kaydedemedim.Acaba kayıtta bilmediğim bir şey mi var? Bir fikir verirseniz sevinirim.
Saygılarımla...
Yüreğinize ve kaleminize sağlık...Tebrikler...
Yüreğinize ve kaleminize sağlık...Tebrikler...
Yüreğinize ve kaleminize sağlık...Tebrikler...
Duyarlı kalbinizi selamlar saygılar sunarım.
okşasaydı başını ana-babası
sonra sevinçten uçsaydı çocuklar…
umutları, ışıtsaydı dumanlı gökleri
beyaz bir güvercin kadar özgür
kanatlarını açıp dağıtsaydı karanlığı
çiçek çiçek çoğalsaydı çocuklar yarına
birilerine insanlığı hatırlatırcasına
ve… hiç bitmeseydi bu masal.
Onlara en çok yakışandır,mutlu masallar...kutluyorum ve tam puanımla selamlıyorum şiiri.
Sevgiler.
Ağla Filistin'li Güzel Çocuk
Ağla Filistin'li güzel çocuk
Senin saf gözyaşlarınla
Temizlenir belki bu pis dünya
Bir gün bir tokat vuracak ki Allah
Bu kana susamışlara
Sen uçarken bulutlarda
Onlar düşecek kara sulara.
Bu dünya sınav içinse eğer
Yapılan zulümlere dayanmaz ciğer
Cennet için verilen bu sınavda
Çocuklar en önde gider
Ağlama Filistin'li cesur çocuk
Bir taşta benim için at zalime
Onun topuyla tüfeğiyle baş edemediğinde
Sesimizi duy rüzgârların sesinde
Hakkını helal et helal et bize…
Şefkat dolu bir şiir...
Yüreğinize sağlık Değerli Şaire
Keşke bu katliam yaşanmasaydı ve bu şiirler yazılmasaydı.Bu sitede ne kadar duyarlı insan var biraz da masa başındakiler duyarlı olmayı denese çok güzel olacak ... Güzel yüreğine sağlık.
Saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta