Fil yalnızlığı yaşayan kuşlar dökülecek içimizden
Bir akşamüstü kurşunlayacağım gökyüzünü,
Kuşlara ihlal etmeyin deyip mavileri,
Hava zifiri katil, yer oldum olası maktul,
Taş yürekte hâkim öcalalma duygusuna hazırlanıyor,
Çile kervanları geçiyor, tepelerinde Tur dağı gölge
Korkutucu bir sessizlik çöküyor peşin verilmiş hükümlere
İstirahat sıratı müstakimde diyor, boyun bükmeyin taguta
Mezar taşları kalkmış yerinden bekliyor havada.
Canlar diyarı, köprülerin öbür yanı,
Kızıl kıyamet soframız,
Gürül, gürül akan ırmakları durdurun,
Toprak püskürtecek taze ölüleri
Bir deve koparıp atacak başını gölgenize,
Fil yalnızlığı yaşayan kuşlar dökülecek içimizden
Dicle’de vurulan şiirler istila edecek Türkçe yazılmış şiirleri
Bu akşam kurşunlayacağım gökyüzünü,
Martılara ihlal etmeyin deyip mavileri
Gün katil adamlar doğurdu yüzümün renginden
Ölüm kırlangıç yuvalarını bozdu
Sabırdan yapılmış dağların içinde
Şahadete hükümlü atlılar geçerken kızıl tepelerden
Kan rengine büründü güneş ecel köprüsünde.
Ecel köprüsünde mola harami limanlardan inerken,
Harami limanlarda başları kesik cesetler, kendi
Gölgelerinde ay ışığı ararken tabutlarına,
Ölüm yüzüme nevrozlu kalabalıklardan gelir,
Yabancı olurum Türkçe bildiğim şiirlere,
Türkçe bildiğim kelimelerle vuracağım gökyüzünde
Uçan hantal kuşları,
Yer akrep yalnızlığında sokarken düşleri
Hava sabaha çıkmayan karanlığın editoryasında
Taammüden işlenmiş cinayet.
Değirmenlerde dövülen çuvallar içinde saklı korku,
Sakallarımızdan gün boyu dökülen şimdiki zaman.
Cesur olma vaktine iliştirilmiş yüreğimizden dökülen,
Taş basmalı türküler üstünde bir İstanbul.
Yatırdık kulağımızı dalgalara, mahşerin atlıları gelecek,
Az önce çıktıkları Tunus seferinden.
Atını yeniden sulara sürer mi koca fatih,
Bir İskilipli atıf hoca gibi ayrılıp gider mi aramızdan
Medine yolcuları.
Yine bize masal Kafdağı düşer minyatür aklımıza
Rükûsuz, secdesiz, pervasız bir nice ayak bağı
Başıboş biçareler tepinip dururken ahırlar içinde,
Şimdi bir yanardağ getireceğim,
İstila edilmiş tüm hüzünler üstüne
Kavganın salıncağını kurup gökyüzüne
Cellâdım gülümsemeden tabutumun üstüne
Sırlar vaktine ayan olan dostlar kervanına sürüyorum
Ateşi İbrahim’de yanmayan bedenimi.
Kayıt Tarihi : 12.11.2007 19:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!