Bak nasıl kıvırtıyor hele
Şu cilveli kösnüğe bak
Baştan çıkaracak gene beni
Eril çeken gezici tüneğe bak
Savrulan minisi, göbeğe koşut
Hiçbir bağıt ve kuramım yok
Yaşama ilişkin
Salt dolu, kalın ve şişkin
Cüzdan dışında
Hiçbir kaygım yok ölüme dair
Tuz çuvallarıyla ördüm yaşamımı
Kaçınmak için yazgının esrik kurşunlarından
Yaşamın siperindeyim yirmi dört saat
Olan bitene tanıklık için
Yalınkat yaşamak ondurmasa da
Gene bir takılganlık geldi usuma
Gömütlükteki ölülere sevi ezgileri ırlayacağım
Kuşkusuz yerlerinden kalkmayacaklar
Varsın kalkmasınlar, hiç takmayacağım
Ta seherden kuşluk vaktine dek susmayacağım
Bakıp da görmeyene yazıklar olsun
Ayırdında değil güzelliklerin
Görüp geçirmeyen, kendisi bilir,
Kutlu bakiri olsun hurilerin
Koşulların gözetimindeyim
Özgür ve özgün bir yaşam
Savında olsam da
Gündemin sarmalına dolanan
Tek ben değilim
Alanlarda gezinen aç köpek
Benliğe çökünce ölgün bir hazan
Yetişti imdada kutlu ramazan
Vakit Tanrıyı ululama vaktidir
Tutulan oruçlar öte dünya nakdidir
İki farklı ben var, benden içeru
Usum ayrı düşünür istencim ayrı
Ruhum yoksun, tenimin tuzu kuru
Sefaletim ayrı gönencim ayrı
Ödün vermem duygumdan, düşümden
Ölü yatırımlarla işim olmaz
Yaşamda bir yontu değilim ki durup dinlenen
Aksine bir yolcuyum, yürüyüp giden
Bu yüzden ne konut ne taşıt kaygısı güderim
Olanla yetinir ve kendime yeterim
Nasıl olsa bir gün her bireyin
Ölüm katı gerçek, oysa yaşam kurmaca
O halde binek, tahta sandık ve şu gömüttür konut
Uzanıp yatacağın gün bir başına boylu boyunca
Gömütünü sular, şimdi gölgelendiğin bulut
Tadını kaçıracak bir söz duyunca
Yaşama tutun, ölümü unut, ölümü unut…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!