1948 yılında Adıyaman İli Besni ilçesinde doğdu.İlköğrenimini Besni'de,orta öğrenimini, Adıyaman lisesinde tamamladı. Erzurum Eğitim Ens. Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Daha sonra lisans tamamladı. Gaziantep ve İstanbul'da orta okul ve liselerde Türkçe Edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı. Milli Eğitim,Sevgi Çemberi,Yeni Defne dergilerinde,çeşitli gazete dergi ve antolojilerde şiirleri yayınlandı. ''Size aktuel dergide'' şairler kadrosunda yer aldı,10 yıl buyunca bu dergide düzenli olarak şiirleri yayınlandı.Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Ansiklopedisinde biyografisine yer verildi.24 Kasım öğretmenler günü nedeniyle yapılan şiir yarışmasında (2004) İstanbul ili birincisi oldu.Osmaniye 13.ekmek ödüllü şiir yarışmasında ''Duyuyor musun' 'şiiriyle (2010) birinci oldu.Yalova Belediyesi Musiki derneğinin düzenlediği Yalova temalı şiirler yarışmasında (2016) ‘’Yalova Güzellemesi’ ’şiiriyle birinci oldu.
24 Kasım 2007 yılında 27 yıl süreyle okul müdürü olarak çalıştığı Küçükçekmece İlçesi Kumsal İlköğretim okulundan kendi isteğiyle emekli oldu.İlesam üyesi olup Evli ve 3 çocuk babasıdır.
Eserleri
Arayış, İzi Kalacak, Çiçek Açtı Şiirler, Düşlerimi Aşkın Yordu, Sevginin Adı Şiir, Sonbahar Yüzlüm, Umuda Yelken Açtık, Günaydın Şiir , İçimdeki Fırtına isimli 9 şiir kitabı yayınlanmıştır
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Diline, yüreğine ve emeğine sağlık üstadım Bir Başkadır Bizim Besni Sevdamız
insani alip götüren
klasik türk edbiyatinin tam lezzetini sunan
harika bir eser
ellerinden öperim sayin hocam