bakmayın siz benim böyle yosun tutmuş
eğri büğrü duran mezartaşıma
sizin yaşadığınız Dünya da bende yaşadım
benim de az şeymi geldi sanki başıma
bende aşık oldum şiir yazdım bende ağladım
gökyüzünde bir çapak gibi duruyorken Güneş
evlerde oturmaya alışıyor
elinde pergeller cetveller iletkiler
bir gülün hacmini bulmaya çalışıyor
odasının duvarlarına asıyor sonra
Hay Allah kahretsin
şu yaşlanma denen illetin
içim içimi yiyor
ne zaman palto kasket giyinsem
kocaman adamlar bile
bana amca diyor
övünmek gibi olmasın da
Tanrı değil
ben yarattım seni
hele bak şu aynaya
nasıl
beğendin mi kendini
Açım diye ağlama çocuk
Televizyonda pişiyor yemekler
Senin için hazırlıyor aşçı başı
Fırında etler kekler börekler
Açım diye ağlama çocuk
kucağımda bir kedi
kafeste bir kuş
ürüyor yıldızların üstüne
gece kuduz
yalnızlığım karadeniz gibi huysuz
bu ev ki
Şeytan gıdıklıyor yine bir yerlerimi
Giyinivereyim diyorum lacivertleri
Takılayım şöyle bir Kızılay a
Kızarmış patetes bira üstüne bira
Sarılıp öpüvereyim önümden ilk geçecek dilberi
Neresinden bakarsan bak bu şehir eğri mi eğri
Eğri duruyor evlerin gölgeleri
Birbirine sallanan eğri bir bıçak gibi
Kesiyor dilimliyor birbirlerini
Biliyorum bekliyorsun ayak seslerimi
kız böyle miydin sen
gözlerin böylemiydi
yeşil değil miydi
nefesinde kokuyor senin
daha ilk geceden
karnında fazla yağlı
apansız başladı karşı ki masalarda ki kavga
önceleri ne güzel eğleniyorlardı
yediler içtiler dans ettiler
şiir dinliyorlardı..
bu benim imgem diye bağırdı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!