Elmina söyle sevgilim!
Neden öldürmek için beni seçtin.
Neden ellerini kana buldın söyle.
Değer mi kıymet bilmez sevgili için.
Ah Elmina! Neden bu yolu seçtin.
Şimdi haylaz bir çocuk olmalıydın.
Yıkıktı; ama harabe değildi bu şehir
Üstüne sisler çökmüştü sadece
Gece korkulu,gece zifiri ne yazardı san ki;
Deler geçerdik karanlıkları.
Şimdi sen yoksun
Haritadan da silinecek bu şehir.
Seni küstürürsem felaketim olur.
Yıldızlar söner, dağlar yürür yerinden.
Sular buram buram burulur.
O an kıyametim kopar.
Seni küstürürsem zaman durur.
Kadın dediğin senin gibi olmalı,
Kan renginde bir şarap,
Şehvetle akmalı dudaklarımdan,
Beni günaha boğmalı...
Kadın dediğin senin gibi olmalı,
Elleri ellerime değince öldürecek,
Kumdan tepeler yapmalıyım,irili ufaklı.
İçine umutlar koymalıyım ölü,yaralı.
Ve sonrada bir rüzgar çarpmalı tepemden.
Etrafa dağıtmalı.
Doya doya yaşamalıyım çocukluğumu.
Gözlerin içli bir şarkı kadar güzel,
Gün ortaları kadar sıcak ve nemli,
Uçsuz bucaksız denizler kadar uzak,
Ve mehtap sonrası kadar serin.
Gözlerin el değmemiş topraklardan,
İzi sürülmemiş yollardan biri,
Gülmeye alışık göz bebeklerim,
Senden sonra öğrendi ağlamayı.
Sen hep gül derdinya hani yapamadım.
Senden sonra ağlamayı öğrendim.
Ağlamakta bir huzur,ağlamakta bir çıkış yolu buldum.
Hangi limana sığındıysam, ağlayanlarla doluydu.
İki koy bir derinlik,buluşmuş akdamarda.
Bir menzil oluk akar, hemen yanı başında.
Urartudan kalma iz okunur duvarında.
Akdamar bir memleket tarihine şahittir.
Göl kıyısı bir sebil,başında leş kargalar.
Sahil hala eski sahil,taşlar yerli yerinde.
Oturduğumuz banklar biraz eskimiş.
Bir kaç tahtası kalmış geriye.
Eski kayıkları göremiyorum artık.
Yok yok buralar değişmiş..
Kitap aldığımız yerde otuza dayanmış bir adam duruyor.
Yol benim yolcu sensin,bu kıvrımlar nereye.
Her varışta bir telaş ürpertir içimizi.
Yol kesen dev cüceler zamansız bekler bizi.
Tik tak saat sesinde eritir ömrümüzü.
Her bakışta bir mana bulurum ben yolcuda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!