I) YARALARI SARMAK İÇİN UYANMAN LAZIM.
İnsanı bazen umulmadık anda korkulara salan düşünce halinin kaynağı "yüreğinin derinliklerinde oluşan ve bir türlü anlam veremediği boşluk hissidir." Kişi ne zaman ki bunun farkına varırsa işte o vakit o düşünce hali artık onu korkutmaz. Çünkü olan biten her şeyi birden anlamlandırır ve ona o kadar zaman acı veren kaynağı kurutmak için bu nokta üzerinde yoğunlaşır. İşte bunun farkına varabilmak için de bir şekilde uyanmak/uyandırılmak gerekir. Uyanmak için ise o zamana kadar duymaya/görmeye alışık olmadığınız birçok şeyi duyabilmeyi ve görebilmeyi göze almanız gerekir.
II) KEÇİDEN ALDIĞIMIZ HUYLARIMIZ ve ÖZELLİKLERİMİZ
Eğer Türk milleti Kurttan ayrı olarak başka bir hayvan ile daha simgelenseydi bu kuşkusuz "Keçi" olurdu. Gidin bugün Toroslarda yaşayan yürüyen Türkleri (Yörükleri) inceleyin, neredeyse bütün huylarını keçiden esinlenerek almışlardır: İnatçı bir duruş sergileme, sürekli hareketlilik halinde olma, bildiğini okuma, hızlıca hareket edebilme, karşısına geçene çok keskin bir bakışla bakma, sürekli zor olana talip olma, aniden atarlanma, sürü içinde ama sürüden bağımsız hareket edebilme ve hatta düğünlerde oynadıkları oyunların figürlerine kadar daha başka birçok huyunu keçiden almışlardır. Ben kendim Burdur'luyum mesela. Bugün Burdur'a gidin: Şehrin girişinde sizi şaha kalkmış bir Keçi (Teke) heykeli karşılar. Üniversitesinin (Mehmet Akif Ersoy) simgesi de yine Keçi başı'dır. Uzun lafın kısası; konargöçer yaşam tarzının ayrılmaz bir parçası olan keçiler, Türk milletine has birçok özelliğin de belirleyicisi olmuştur doğal olarak.
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta