Ya da toplumsal gelişmeler, maddi (teknik) , manevi (yapabilirlik ve bilgi) şartları sağlamışsa, o alanda bireylerine, fikir özgürlüğünü de sağlarlar. Yani fikir özgürlüğü, nesnel ilişkisel temellidir. Zorunlu olan yaşamsal üretime değin, tartışılabilir, seçenekler geliştirmektir.
Geliştirilen üretime ilişkin düşünmeler sizin soyut manevi algı düşünme gelişmelerinizin de temeli olacaktır. Hiçbir soyut inanç yoktur ki, nesnel temelli, ilişkilerin üzerinden duygu ve gelişme yapmamış olsun. Köleci ilişkileniş düzen ve kültürü ile günümüzdeki ilişkileniş düzenine bakamazsınız.
Böyle bir bakışı da biz, fikir ve ifade özgürlüğü diye söylersek, bu ıvır zıvırsa söylem yapmak olur. Sapla samanı karıştırıp, hayalle gerçeği seçememek, ayırmamak olur. Bu tür tarihi oluşmanın gelişmesinden, maddi manevi süreçli anlama dayanağından yoksunsanız; üreteceğiniz düşünme ve anlatımlar, bir hayal olacaktır. Ve asla fikir özgürlüğü ve fikri açıklama anlatımı olmayan, saçmalık olacaktır. Saçma ne kadar fikir özgürlüğü ise, bu söyleminizde, o kadar fikir özgürlüğü olacaktır.
Düşünce üretememe özgürlüğünün ve açıklayıcı düşünce üretememenin bir örneği de sistemin kendisidir. Öyle bir an gelir ki avara kasnak gibi, sistem olayları üzerine sarar. Sistemler ne kadar gelişirse gelişsin, ne kadar büyürse büyüsün, bir devrimle, ya da bir evrimle aşılamaz, yeni ilişkilenişle, yeni yapıya dönüşemez ise, o sistem eninde sonunda tıkanır. Krize girer.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,