I) GERÇEK DOST
Öyle herkese dostum dememek lazım. Kolayca sarf edilecek bir kavram değildir dostluk. O kardeşlikten de üstün bir bağ gerektirir bazen. Mesela dostum dediğin kişinin üzülmemesi için gerekirse kendin üzülmeyi göze alırsın. Onu en kötü zamanında iyi hissettirmek için ne gerekiyorsa yaparsın. Dostlukta benlik senlik yoktur, biz olmak vardır. Daha da ileri gidersek dosttan da öte can dostun vardır. İşte onunla ölüme bile hiç düşünmeden gidersin. Bir çoğunuzun öyle dostluklar kaldı mı ki dediğini duyar gibiyim. Mutlaka bir yerlerde öyle dostluklar hala yaşıyor ve yaşayacak da...
II) NAÇİZANE
Yıllar önce ünlü bir düşünürden şu sözleri okumuştum: "Konuşursan bildiklerini tekrar etmiş olursun. Ama dinlersen yeni şeyler öğrenirsin." Bunun içindir ki genellikle dinlemeyi tercih ederim. Ama bunun yanında soru sormayı kazanç, sorulanı cevaplamayı ödev, önemli gördüğüm şeyleri paylaşmayı toplumsal sorumluluk, düşünce hatalarını düzeltmeyi de gereklilik bilirim. Ama bunlardan sonuncusunu yapmakta fazla ısrarcı olmamak gerektiğini yıllar bana öğretti. Bazen sadece doğru bildiğini yapacaksın ve gerisine karışmayacaksın.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta