Yorgun bir martıdır yürek
Aldanır kış güneşine
Ruhum sanki sonbahar
Bedenim dirense de
*
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Biz gerçekten den böylemiyiz bilmiyorum- hayat bir nehir biz akıntısına kapılmış odun parçası mı- onu da bilmiyorum- her gün umutlarla kalkıp her akşam hüzünlerle yatıp- kör bir döngüde- yaptıklarımızın ne kadarı bizim bilerek isteyerek yaptığımız- ne kadarı mecburiyet ne kadarı özgürlük- ve göğsüne gere gere çok mutluyum her şey çok güzel diyen hiç bir insana rastlamadım-en azından ben- kutluyorum...
Hayatımızı dilediğimiz gibi yaşama imkanımız yok ne yazık ki Zengine güçlüye ezene sömürene figüranız. asla kendimiz olamadık oldurmazlar da Çünkü görevimiz figüranlık Tam puan ve listemde
Hüzün, perdesini açarken
Daralır gülkurusu akşamlar
Her doğan gün,
Yeni bir oyun sergiler
Ve her gün
Yeni bir ümitle başlanır yeni oyuna...herkes payına düşen rolünü üstlenir bu hayat oyununda rollerimiz faklı farklı yüreğine sağlık usta biz figuranlardan bu seneryoyu yazana da selam olsun saygılarımla
Insan yadsminin guzel bir tanimi idtrrseniz yasanilsnlars kader diyelim kslrminiz daim olsun
Şiirden söz etmek bence mantıktan, insan düşüncesinden, düşüncenin yaşamın gerçekleriyle ilgisinden söz etmek demektir. Kişi kendisi yazacak, kendisi sahneye koyacak, düblörü, suflörü, sahneyi dolduran aksiyonu, perdelerde ve sahnede uçuşan tüm replikler kişinin kendi benliğiyle renk, şekil bulacak ve sonra titreşimlerle sese dönecek. Sahnede oynayan her aktör sizsiniz... Başrol, sahneyi dolduran tüm oyuncular ve figüran... Ne gariptir şu insanoğlu, ne gariptir kendi benliğini sorgulayan. Işıklar yanar, perdeler iner, izleyenler dağılır birer birer. Mizahtan, dramdan, farstan, melodramdan perdelere gizlenen replikler uçuşur bir süre. Bir oyundur, sizin oyununuzdur sizin yaşamınız ve oynayıp perdeyi kapatacaksınız... Konusuyla, işleniş biçemiyle doyuran, düşündüren, etkileyen bir çalışma... Sevgili kalemi üstün başarısıyla kutluyorum...++
Bir rüya gibi kaybolan,yalnızca şu an.......Şu anların toplamından sağlam bir oyun çıktıysa çıktı ve başrolü kaptıysa kaptı oyuncu.Tabi nasıl bir oyun seçmesi gerektiği ve baş rolle figüranlığa nasıl bir anlam yüklediği de çok önemli ya da nasıl gördüğü.Perde kapanışındaki alkışların arasından en çok kendi alkışının sesini duyabilmesi önemli önemli olsa gerek..............Yaşama dair çırpınışları duyuran yüksek bir sesti Sn.Özeren.Kutluyorum ve saygılar sunuyorum...
Yurek usta olunca bir baska yaziyor kalem kah kan damliyor siirden kah ibreti alem oluyor tipki Bu siirde oldugu gibi saygilarimla ustad
Doğrudur... 'Kendi oyununun baş rolüne soyunma cesareti' olmayanlar, figüranlığa rıza göstermek zorunda kalırlar...
Şiirin finali böyle.. Ama başlangıçta nedense bir veda, bir yılgınlık, aldanış havası hakim.... Yaşamı kader, yazgımızı da 'önceden yazılmış bir senaryo' gibi algılamak mı gerekiyor? Yoksa şaire böyle bir senaryonun varlığından haberdar, içine dahil olmak adına doğaçlama katılmayı arzuluyor, bunu başaramadığını mı demek istiyor?
Her halükarda hepimiz birer oyuncu, 'rastlantı' denilen olaylar da dahil, yaşam bütünüyle bir oyundur bence...
Başta da dediğim gibi... Kendi tercihlerimizin senaryosunu hem yazan, hem oynayan, hem de 'perdeyle' birlikte sona erdiren olabilmektir esas olan... İşte o zaman sorumluluğumuzu yerine getirmiş, figüranlığı da oynamak isteyenlere bırakmış oluruz...
Düşündüren, mesaj veren ve günümüz gerçekleri içinde bocalayan insan görüntüsünü çizen bir şiirdi...
Özgün, oldukça başarılı şiiri ve değerli Öğretmenimi kutlarım...
Bu şiir ile ilgili 88 tane yorum bulunmakta