Figüran Şiiri - Ayşe Büşra Erkeç

Ayşe Büşra Erkeç
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Figüran

Yazgısı dökülüyor parmak uçlarımdan

Yollarda yeşerirken inci tanelerimin

Küf kokar kişilik namzetleri

Yorgun ve bitap düşen her ne varsa
Tanrı’nın gözlerinden süzülen hayaletim

mağaralar da dolaşırken in ve cinlerim

Korkuyla titreyen, yılmayan baş direyen

Sessizlikleri kuşanıyor mağrur hezeyanlarım

İsyan kuşanıp, şah’a mat olma yollarındayım

Tarihten kaçar figüranlar

Leyla, Züleyha, Meryem, Havva

Ruhları çizilir coğrafyaya

incecik nefeslerinden kurtulan vehimleri, senfoni gibi

Kaderin yorgun sevdasından geçer

Şeytan kucak açar, kadınlar feragatte düşer

aralanır, safiyetin emaresine levhler

Yolların serzenişi

ansızın nihayetsiz cümlelerden geçer...

İşte şimdi…

Sessiz ve sedasız, kalmalı ve gitmeliyim

Çorak topraklarda yeşermeli mi yorgun ayak izlerim

Arsız umarsız sızıları kuşanıp

Çığlıklarla mı gömülmeliyim

Gelip dönmesin gittiğinden habersiz

karanlık sokaklarda duran, esrik kalpazan

dönüp bakmasın, haykırmasın…

yokluğun hesabı sorulsun incir ve zeytine

belkiler yanarken

cehennemi bir aşkla, yakmanın hazzını yaşasın

İncelemeyin satır aralarını çürük portakal kokusu etrafı sarsın

cehennem... sonra bir iç gıcırtısı...

Bırak beni eyy Tanrı; bırak yolculuğumdan geri kalmayayım!

Tutan elleri var mı, Tanrı’nın

Yoldan çıkmış, günahkârıyım…

Sorularım ürkütür

anlamaktan dem vururken kirli elleriniz

Çarparsınız yalnızlığı kaybolmuşluğuma

Yoldan çıktım özgür yaşar,

Aynalardan geçer, sapmışlara rastlarım

Cenneti yaratmaktan bıktım, cehennemlere gidenlerdir yoldaşım

Diz çöksün önümde kutsayayım delilik nöbetlerinizi

Gelen gitsin, gelen toplasın, izinizi

Gidiş yollarını kaybettim izahsız kalsın sözlüklerim.

Ağaçlarda sallansın limonlar, mavi güfte adıyla anılsın

delilik tescil edilmiş, notere ne hacet?

Varlığın suistimali, hakikatin esintisi, uzletin taa kendisi…

Sorular, ürkütür hastalıklı düşlerinizi…

Bıktım Tanrım sorulardan…

Cevapları gizlemenden, soruların halatlarını çözmenden

İnsanların akıl almaz asalak saplantılarından,

hala cenneti beklemelerinden

doksandokuz lâfz'a köşk'ü takas etmelerinden

ben, karşısında yanılıp acizliğe tamah edenlerden

Kaçkın komplekslerden,

susup susup susturamadıklarımdan

koşup koşup durduramadıklarımdan

içip içip kanamadıklarımdan

şarapların fahiş kokusundan

Bıktım, kutsanmış affedilmiş hilkat garibelerinden

Yüzlerinden akan şer namzetlerinden, oysa

ateşler silinmişti, figüranlar asılmıştı, çarmıh resimleri bozguna uğratılmıştı

Yanmaya müstahak aciz ruhlar, Meryem’in ayağında ki izdi

oyunlar tek kişilik gösterimlerden ibaretti, neler oluyor bana böyle?

Bıktım sorulardan…

Tarihten kaçarmış kadınsı figüranlar sessiz nağmeli, makamı hüzzam

Bırak beni eyy Tanrı; bırak yolculuğumdan geri kalmayayım!

Ayşe Büşra Erkeç...

Ayşe Büşra Erkeç
Kayıt Tarihi : 9.5.2009 19:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ayşe Büşra Erkeç