Yıldızlara sürer aşk süvarisi atını
Göremezsin.
Mesafeler erir nal seslerinde,
Sezemezsin.
Aşk vurur mızrabı, gönül inler,
Duyamazsın.
Güne kör, akla sağır yürür.
Değil aydınlık gözlere,
Hayallere de düşman görünür.
Karanlığın kanı kaynar damarlarında.
Kimse görmesin diye,
Işıksız, kör kuyulara sığınır.
Ben Kimim?
Arafta kalan zavallı bir kul..
Bir oyuncak...
Içinde kin, nefret fişekleri barındıran silah...
Namluya sürülmüş mermi...
Kar altında kor ateş...
Kanı kalbimde aşkın,
Temiz berrak ve taşkın,
Akıp dururken şaşkın;
Gölgen ona düşmeden
Gitmem gerek.
Şaşırdı şaşkınlığım...
Gökkuşağı rengi
Hayret dalgaları kavradı benliğimi,aldı;
Sardı sarmaladı sevda bulutlarıyla;
Sahiline vurdu ahir zaman yasında sevinç kuşatmalarının.
Göz kamaştıran aydınlık içinde,
İblis azgınıdır kıskanç,
Gönül gözü kör.
Gölge düşürür sevda güzellemelerine.
Taşkınlığında bir an zirve görünür,
Bir an uçurum.
Gök şimşekle yarılır,
Güzele aşkından nar.
Rüyada düştüler yola,
Renk diyarına ulaştılar.
Önce ağzında dolandırıp durdu,
Sonra fırlatıp attı kaldırıma
İçinin bütün kiriyle.
Akşam,
Aynı yolda adam,
Bir küfür savurdu karanlık ağız boşluğundan,
Tünelin bir ucunda
Ateşi suya benzer âlem,
Fezasında velveleler.
Bir ucunda,
Ateş görünür su.
İnsan ve cin el eledir;
Örümcek tüller uçurum kenarlarında tutunur.
Oralardadır hep tatlı meyveler.
Yıldızlardan mesafesiz zamanlar içine
Uzanır elim,
O meyveler için.
Ve hep davetkar, dipsiz uçurumlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!