Fidan Dikey Şiiri - Uğur Musab Şahin

Fidan dikey, insan yatay gömülür toprağa
Ruhlar sonsuza hamile, toprak ruhlara
Bitki gömülünce yaşar, kul ölünce gömülür.
Rahat uyusun diye, üstü toprak örtülür.
2011

Melek günah bilmez, şeytan sevap
Bu Alemde, sorudan da fazla cevap
Terazi denkse adalet, hak haklı rafta
Cezası ve mükâfatı da, diğer tarafta
Gönül açık yol açık, yolcu yorulmaz.
Su yolunu bulur, yolda yol sorulmaz.
Edebin bittiği, edepsizin o gittiği yer.
Fare her deliğe girer, sen peynir ver.
2011

Dostu düşmanı iyi bilen yüce milletiz.
Emanete riayeti, adalete hıyaneti biliriz.
Öfke şerre gebedir, cahilin cesaretinde
Feda da veda olmaz, af Allah'ın elinde
2011

Bedensel olarak ölen ölmüştür,
Ya yaşarken ölenlere ne demeli
Gül yerine, kül savurur yürekler
Nefes alsam da, serinle yemem.
Ne yürek, ne baş, kaldırır sancıyı,
Vicdanımız esir olur nefsimize.
Bizi bizden uzaklaştırır, ne varsa,
Ve uzaklaşırız, kaça bildiğimizce
2012

Aynada görünmeyen diğer yüzün
Aklın bilip, nefsin bilmediği ölüm
Ayağımızın altındaki şu çiçekler,
Başımız üstünde açacaklar gülüm.
2010

Ömür yaşla değil, başla anlaşılır.
Çok yaşamaktansa, iyi yaşamaktır.
Hayat ne bayram, ne yas günüymüş.
Ne dün ne yarındır, yalnız bugünmüş.
Sen niye hazırsan, o da sana hazırdır
Hayat kolay vermez, yetişen Hızır’dır
Bir ömür yürüdüm, hayat denen yolda.
Ölmeye razıyım, yeter ki gel yanımda.
Çok şey isteyen, ölümden şikâyet eder.
Başa değil, akla geleni “yapacağım” der.
Oysa beden ağırlaştıkça, ruhun hafifler.
Göz yaşımızla yıkanır, ruhumuzda kirler.
Yeminle verilen söz, şüpheye çeker beni.
Su, yol bulur, kim şapkadan çıkarır seni
Bir eşyanın bile, onca yıl garantisi var.
İnsanın garantisi, sade “bugünü” kadar
Birde yarına randevu vermek sonrasına
Azrail'in randevusu, iki nefes arasında
Çok yaşlı değil, çok üzen çok yaşamıştır.
Yaşı kaç olsa da, “of” denen yaşlanmıştır.
2010

Eyyubi, Şemseddin’e rüyasında gösterdi.
“Artık kabrim daha çiğnenmesin” dedi.
Kazınca gördüler, tertemiz ceset, adı yazılı
Fatih; Fetih den çok aldı, mutluluk ve hazzı.
2007

Yaşarken omuzlarda taşınmaya ne gerek?
Öldüğünüzde, zaten omuzlardasın demek..
Başarına herkes sevinir, kayıplara üzül sen
Beyaz gülün gölgesi siyah olur, bilirim ben.
Saç sefadan, tırnaksa cefadan büyür beyler.
Büyümeyen iki organ, “dil ve beyin” derler
Sen ne bu dünyayı, ne ahireti anlayabildin.
Kalbin öyle katı ki, seni adam edemedi din.
Din mayadır, sütü bozuk olanlarda tutmaz.
Ne Allah'tan korkar, ne de kuldan utanmaz.
2010

“İstedikleri gibi olmazsan,
İstemedikleri kişi olursun”
Ne semer sırtından iner
Ne de kurur, sırtındaki ter.
2002

Taşı; Damlanın kuvveti değil, sürekliliği deler
Tefekkürle kılcal kökler “Allah” der, taşları yer.
Su görmez ama yolunu bulur, yatağını yapar.
Ya küçük bir göle, ya yorgun bir yüreğe akar.
2020