Fıçılı, İskeçe. Ve başka bir söze gerek yoksa fıkralar.
İlhan İrem çalıyor duvarlar
görünmeyen koridorlarda.
İki çocuk oyun oynuyor, pervazların başucunda
-düşlerin narenciye çardağının altında! !
Mutluluk özlenendir, çocuklar için; çocuklar için, kaybedilmemiş olsa da..
çünkü özlemleri ile gerçekleri eşgüdümdür onlarda.
Gözlemleri çocukların düşüyor hayallerine
ve sonra dışarıdan ışık: getiriyor
paket devriyeleri parçacık yapısını kendisinin;
hareketteki için ve dalga yapısını getiriyor, bu sefer, duran gözlemci için..
pencere çerçevesi tahtalarından uzlamlanmış bir başka tahtaya
burnunu ve çenesini gömmüş, dayamış İlhan
ile arkada, oralarda, sırtını duvara vermiş, dayamış,
durmuş öylece yere bakışlı, Nermin için...
Her şey her şeyde, ve ama ayıklanacak bazı şeyler.
Büyük bir gölge, evde, önde; dışarıdan düşmüş gene, düşürülmüş
ve arka taraflarda, gene ışık yoğunlaşması fotoğrafta solda
ve duvarın, derinlemesine fotoğrafta arka taraflarda, değin Nermin 'e...
Işık ve gölge bu çocukların oyunları olabilir mi?
Olabilir, fakat bazı şeyler seziliyor. Onların bu düşünceli halleri
fotoğrafta ve yazılarda bulunmayan ve benim
ve belki de hayatın tasarımı bir trene cenin,
geeçmesi için körük basıyor. Yakındır eskiki troleybüs. Ah Kiki Manitu,
Darkwood ormanlarından...
Telli otobüsün tellerde gıcırdarken elektrik; kıvılcım,
çık ve gel bari şu yağ kızartılacak tavaya da
ek bir malzeme olarak!
Hoop, hop, fırlatalım gökyüzüne;
merak edilmesi gereksiz, düşer gene ellerimize.
*
Hayat, sürecek.
Fıçılı'daki metruk çerçevedeki baraka
konaklarda, ve onların birinde, bir tava.
Tavada sıçrıyor mukavva! -Maket bıçağına da kalın amma-
Hayaller ölmüyor! ! yağ sıçrıyor hep;
yüzlere maskeler takılmış kep
ama onlar da belli bir zaman için sadece -her zamana yayar bazı insanlarsa-
çünkü sonra çıkıp gene oyun oynayacaklar:
Şemsiyeler müzeden çıkmak için,
Uçurtmanın üstünde örtüsü yoktur pervasız uçarken!
Elektrik, motor gibi işlerde Gökmen
ve karavanın önlerinde yer kazanmış genzi yanık
ama boş gezenin boşu amerikalısı gibi,
geçmiş oturmuş gari Sabri, yıkık dökük küçücük bir tahta ev önüne.
Muhtemelen kendi dikmiştir.
Muhtemelen başı dönmüş Köpeği başını döndürmüş ona bir bakıyor...
Boşluklardan sıkılıp malum amerikan katliamlarından yapmaz o kafadar karavan;
olmayan bir suça veya suçlara da kasaba şerifinin ortak olması
olanca anlamsız kaçacak, kaçar.
Sabri İhsan Müminhasan ve İskeçe, Yalımlı/Kopteran
ve Fikretoğlu Gökmen.
İlhan ile Nermin.
Zaten kendi vardır, bir de duyularla algılanınca
Ay Güneş'e ve Güüneş Ay'a bürünür
ve ama çünkü sen bu sefer tam varsındır.
Arasıra o evden çıkıp koşacak olan bu çocuklara
bir uçurtma yapalım, kendilerini uçurabilecekleri, özelliklere:
Hepbirlikte koşalım, yelken açalım güzelliklere;
güzel günler şeffaftır, ama gelince de görünür!
Güzellikler köyü, uzat ulu ışığını;
ne pek bir şey görünürde, ne para ne pul,
olmayan ama herkeste gerçek edeceğin umudun var! ! !
Hoop, hop, fırlatalım gökyüzüne;
merak edilmesi gereksiz, düşer gene ellerimize.
Kayıt Tarihi : 21.1.2008 02:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-- AÇIKLAMALAR ve İLHHAM VEREN BAZI NOTLAR VE BİR FOTO ÜZERİNE: İlhan ile Nermin'in yaşantılarına dair düşünülenler. kaynakça küçük dip not (not, yazının tamamının içinden ara ara alınan yazılar) : 'İskeçe'ye bağlı Semeli (Fıçılı) Köyü nüfusunun büyük bölümü Türkiye'ye göç etmiş. Köyün harabeye dönen konaklarından birinde oyun oynayan İlhan ve Nermin Muharremoğlu'nun köyde oynayabilecekleri başka çocuk yok... - İskeçe'nin Kopteran (Yalımlı) köyünde 1970'ten bu yana vatansız yaşayan Sabri Müminhasan, 'Benim için vatan, ailem ve iki dönüm toprağım' diyor(üstte) . Türkiye'de öğrenim gören Gökmen Fikretoğlu, Yunanistan'a dönünce vatandaşlıktan çıkarıldığını öğrenmiş (altta) ... ... - Ancak Dede hala sorunun çözülmemiş olduğunu savunuyor: 'Vatandaşlığa alınanlar, azınlık olarak kaybettikleri haklarını geri kazanmadı. Başka bir ulustan yabancı muamelesi görerek, yeni vatandaş olarak kabul edildiler. Ama önemli olan Lozan Antlaşması'ndaki hakları ile beraber vatandaşlığa geçmeleriydi.' Vatansızların sorunları kısa vadede çözülecek gibi görünmüyor. Onlar da bunun farkında... Daha çok hasret çekip, daha çok gözyaşı dökeceklerini biliyorlar ama yine de umut ediyor, hayallerini paylaşıyorlar. Hepsi de aynı şeyi istiyor; geride bıraktıkları akrabalarını hiç olmazsa bir kez dünya gözüyle görebilmek ve doğup büyüdükleri toprakları kısa da olsa ziyaret edip özledikleri o kokuları doya doya içlerine çekebilmek... -National Geographic Mayıs 2005 GENİŞ AÇI s. 44' resimler için, bakılmalı. (Burda önemli/ce bir nokta) Burda, tüm bunların bu olayların arasında evde, loş ortamda, fotoğrafta, dışarıdan gelen yoğun ışığın içeri gölgeleştirdikleri arasında, düşünen gibi görünen iki çocuk var; haliyle onların İlhan ile Nermin olduğu anlaşılır. Oyun oynayacak başka arkadaşları yok. Ben özellikle bu fotoğraftan etkilenince, bu şiiri yazdım. İkinci bölüm ise sonradan, başkaca tasarlanırken, ilk bölümü güzel bazı başka şeylerle de destekleyebileceğimi farkedince katılma kararı alındı.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!