Bende isterdim:
Gelinciklerin açtıgı,
Kırlarda,
Yalınayak koşmayı.......
Batsada taşlar,
Ayaklarıma,
Çocuk olmak isterdim...
Dertlerim olmasın diye....
Rüyalarım tertemiz,içsel ve naif olurdu...
Yalanları bilmezdi belleğimiz...
Yeşilin saflığında...mavinin güzelliklerinde olurdum.....
Bazen balık olur,
Duydu denizin anasının dörtlüklerini adam..
Gözyaşlarından pınar oluştu dut ağacının altından çıkan.
Kendi oturacağı kadar bir sal yapmaya koyuldu.
Gece oldu dinlendi,
Gün ışıdı yeniden sal yapmaya koyuldu.
Baba şahinler dal taşıdılar eğri olmayan.
Adam uzandı yeşil yosundan yatağa,
Gözleri deniz atlarına ilişti.
Hareketlenmişlerdi.
Dediler adama denizlerimizin anası geliyor.
Adam kalktı ve topladı kendini.
Oturdu öylece.
Bahar gönüllü aldı sazı verdi eline adamın...
Aldı dünyayı eline adam teller üstünde gezinen.....
Tellerine dokundu...
Vadilerden gelen bir çığlıktı ses,
Yanklılanan....
Ve bir türkü çaldı bilinmeyen,duyulmayan...
Gördü kendini,
Dedi mani ile...
Işığımın turabı oldun gari,
Giyerim üzerim ol sari,sari,
Vehmimde o benim canımın yâri,
Eyvallah dedi yola koyuldu.
Hem yürüdü, hem yâr yâr dedi inledi,
Gece olana kadar.
Gece oldu.
İçi titredi saz teli gibi.
Ses verdi içi.
Yoruldu gözleri bakmaktan.
Kaldı oracıkta.
Derin uykuya daldı.
Düşündü ölmek nasıldı.
Aslında kendisinden uzaklaşan gönülde ölmüştü.
Bence ölmek buydu dedi.
Dostun sesini duydum ihya oldum
Rıza verince dil tadı duymaya
Harabat gönlümle sevgiye doydum
Nail oldum dostluğunu bulmaya
Dudak boyasıdır sürdükleri,
Aşkı anlatım için.
Bayanların,kızların...
Nasılda kıpkırmızı degilmi?
Güzel de kapatır,
Yalnızlığın çatlaklaklarını..




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!