Akdeniz yakası aydın elleri
Kuşlar gider bizim dede sultana
Cemalin görünce yürüdü dağlar
Taşlar gider bizim dede sultana
Katardan ayrılan turna sürüler
Zalim dünya sırtımıza yük oldu
Bu nasıl gurbettir bitmek bilmiyor
Katık arar iken ekmek yok oldu
Bu nasıl gurbettir bitmek bilmiyor
Yalan dünya yüzümüze gülmüyor
Bu yıl bu dağların karı erimez
Eser bad-ı saba yel bozuk bozuk
Türkmen kalkıp yaylasına yürümez
Bozuldu aşiret el bozuk bozuk
Elim tutmaz güllerini dereyim
Çamşıhına vardım haraba olmuş
Sordum şu çamşıhının yiğidi n'olmuş
Hiç güzel kalmamış Divriğye dolmuş
Zannedersin Divriğ Ankara olmuş
Dilerim sevdiğim allahtan bulasın
Dolanı dolanı gelir
Ölüm yavaşça yavaşça
Kalem alıp yaz derdimi
Gülüm yavaşça yavaşça
Sığınmıyor bir dem narım
Felek bizi attı gurbet ellere
Bilmem nerden geçer yolumuz bizim
Adı sanı bilinmedik ellerde
Acep nerde kalır ölümüz bizim
Yağmur yağar serpiliyor kar ile
Geldim şu alemi ıslah edeyim
Özümü meydanda gördüm sonradan
Zaman mahlükuna meylimi verdim
Sermayemden zarar gördüm sonradan
Geldi bizim ele sevdi sevişti
Siyah saçlarında hatem yüzlerin
Garip bülbül gibi zareyler beni
Hilal ebrulerin ahu gözlerin
Tigi sevda ile canım yaralar beni
Hudey hudey hudey yaralar beni
Girdab-ı mihnete kapandım kaldım
Vermedin bir yandan ses kara bahtım
Anladım gafilsin uykuya daldın
Yeter poyraz ol da es kara bahtım
Dünyada bir candan korkulmaz iken
Nice defterlerden ismim sildirdin
Gelmedi hiç senden ses kara bahtım
Bahtın gemisinde yelken yok bildin
Durma lodos gibi es kara bahtım
Ahdettim bir gonca bulmamasına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!