Sessiz sedasız bıraktı gitti beni,
Onsuz ne yapacağımı hiç düşünmedi,
Değişmedi içimdeki aşkı gittiğinden beri,
Saklıyorum hala onu, belki döner geri.
Derler, ne olacak bu garibin hali?
Girme benim dünyama üzülürsün.
Sen bir ilkbaharsın, sonbahara alışık değilsin. Benim soğuğumda üşütürsün.
Bir anlık hevesinle beni kendine alıştırma.
Sonra dayanamayıp gidersin ben de üzülürüm, sen de üzülürsün.
Sen ilkbaharda uçan renkli bir uçurtmasın, sakince süzülürsün.
İki solukta biten bir roman imiş meğer hayat.
Doğduğuma sevinen ailem şimdi koparıyor bir feryat.
Ben ise şimdi anladım, nasıl da bürüyor dünyada insanın gözünü fesat.
Senin daha zamanın var, verme sakın buna fırsat.
Bak! Gelmeden hazırlanmış mezarım.
Savaşın ortasında ne yapar küçücük bir çocuk?
Oynaması gerekirken inci boncuk...
Ne anlar savaştan, anlasa da ne gelir elinden?
Korkmaz mı bomba sesinden?
Elinden tutacak kimsesi yok. Ölmüş ailesi savaşta.
Solmuş artık o kırmızı gül,
Bunun sebebi bil ki değil eylül.
Ormanlar yanmış, geriye kalmış kül.
Uçmaz artık o ağaçtan tek bülbül!
Bu duruma gelmemize sebep olan kim?
Benden medet umma,
Aradığın mutluluğu ben veremem sana,
Bende mutluluk diye bir şey mi kaldı?
Bir derdin bir de sapı kırık bağlama...
Dalmasın gözlerin, beni uzaklarda arama.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!