Yaşım otuz beş oldu hala bekarım
Evde ne çocuk var nede bir karım
Hem evlenmek ister hemde korkarım
Ah bu fakirliğin gözü kör olsun
Valla okuyamadım ilk dörtten terkim
Gözler dolar düşer başlar
Gerçek biter kalır düşler
Gözlerde hep kanlı yaşlar
Her ayrılık zamanında
Daldan kopsa solar güller
Bir hayalim vardı, çer ile çöpten
Boran vurdu, savurdu, çürüttü hepten
Ekinlerim vardı sapsız samansız
Güneş vurdu, yaktı, harsız dumansız
Dün bir mektup aldım iki gözümden
Yaralanmış garibim benim yüzümden
Postacıyı görünce birden kapıya koşmuş
Merdivenden inerken kapı önüne düşmüş
Boşa akan kan gibiyim
Bedensiz bir can gibiyim
Çöplükteki nan gibiyim
Bulup ne yapsınlar beni
Demlikteki çay değilim
Aylar bitti yıl oldu yolunu bekliyorum
Böylece bir başıma bekletmesen olmaz mı
Ha geldi ha gelecek güne gün ekliyorum
Çabucak geliversen özletmesen olmaz mı
Gider iken ektiğin gonca güller solacak
Ömrüm sonbaharda yaprak
Birgün ha düştü ha düşecek
Belki sımsıcaktır toprak
Asla kimse bilmeyecek
Sıkı sıkı sarıl bana
Sarı beyaz renklerini
Serer çimenler üstüne
Bir dinleyin papatyanın
Kulak verin türküsüne
Yaprağımı koparırlar
Bir garip ademim dünya hanında
Avare görüpde yurtsuzmu sandın
Dert mecnunuyum derman çölünde
Yüzüne gülünce dertsiz mi sandın
Dertlenip yüzüme aman diyenin
Derdime merkep oldum
Sitem etme yüküm çok
Üste kırgın bakışı
Kaldıracak gücüm yok
Bu dertler ki sineme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!