Benim yaram umarsız
Umut kesti tabipler benden
Vazgeçtim
Mehtaplı geceler
Bu mavimsi gökyüzü-dolunay
Karacaoğlanın o mor menevşesi
Anamın en sevdiği meyve
Şeftali idi
Sene bindokuzyüz otuzaltı
Çorum'a
Bursanın yarması gelmezdi
Gelenin en irisi
Dün gece
Kendi ölümü gördüm düşümde
Gözlerim yarı aralıktı
Son defa birşeyler görmek istemişçesine
Kirpiklerim ıslaktı nedense
Avuçlarım kirli sarı
Neden şeftali renkliydi bulutlar
Akşamüstüleri
Niçin o denli hürdü
Mavisi göklerin eskiden
Bir hoş yeşili vardı çimenin
Meyvenin bir başka tadı
Seviler sızı
Seviler - ince bir duman
Merhametsiz bir buluttur sevi
Damar-damar çatlatır yüreğimizi
Ayak-bileklerimizde bukağıları
Düşeriz yollara yalınayak-başı açık
Ayrılık günü geldi
Kalbim sana emanet
Hasret kapımı çaldı
Kalbim sana emanet
Gezdiğimiz her yere
Doyasıya bir oh
Kusarcasına bir of diyemeden
Fakir bir baca dumanı gibi
Kaybolup gideceğiz
Belki bir kuşluk vakti
Belkide
Ne zaman
Başımı göysüne koysam
Uykum gelir-çocuksu
Bir an dalar
Rahmetli anam sanırım seni
Sonra-sonra da
Karlı dağlar ardındasın
Belli gurbet yurdundasın
Sen bizlerin derdindesin
Sabret sevdiceğim sabret
Düşer bir gün gönül yola
Alarm sirenleri uyandırdı bizi
Soğuk bir kışın geceyarısında
Çekip-gittiler
İklimler ötesinden gelen misafirlerimiz
Böylece
Yarım kaldı tatllı rüyalarımız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!