Yine bir gün dönümü ve yine akşam oluyor.
Göz görmez olacak, gönüller kırılacak birazdan.
Çocukların kahkalarıyla çınlayan sokaklarda,
Nice ahlar çekilecek,
Yüzlerce kuytu köşeden,
Binlerce çığlık yükselecek birazdan
Devirmek geldi içimden kelimeleri
Devrik, devrik okunsun istedim
Yosunun, suyla oynaşı benzeri...
İstedim ki peynir olayım; karganın ağzındaki.
Tilkinin istediği...
Yada tılsımlı değneği olmak istedim; su perisinin
İskambil kağıtlarından kurulu,
Bir yaşamınız var, sizin.
Etrafı, pamuk ipliğinden örülmüş,
çitle çevrili.
Dokunsalar yıkılacakmış,
bir deli rüzgarda yok olacakmış gibi.
Bir çay demleyin bana beyler
Sıcak bir gülümseme
ekleyin yanına.
Simit de istemez.
Yanlız komayın,
Üç kelime de etseniz; yeter.
Peşin koşullanış,
Kabulleniş,
Sorumluluk var; gizinde.
Oysa düşlemelisin.
Okuyacaklarının, göreceklerinin ve
duyacaklarının aynı şekilde
Bu gün; onu tanıdım.
aynı.
Sade, yalın, saygıdeğer.
Bir dost tanıdım.
İnanmayanlara duyurulur.
aynı.
Uykuda!...
Ölüm uykusunda...
Kaza, afet, katliam
Çok can almış olmalı
Aman sessizlik...
Ruhunuzu hissedermisiniz.
Ya yarısını...
Neden...
Karalar giymiş Ayşe bacım
Neden ağlıyor; anacığım bugün.
Neden ulur bu it, sabaha dek.
Güneşi yakalardım saçlarımda pırıl pırıl.
Hafif bir esintide dalga dalga,
dalgalanırdı; tel tel.
Saat 12'de çıkar oldum; güneşe
Yine de bir şey yok; şimdilerde.
Şampuandan tabi; kesin...
Birkaç kadeh içmek istedim bu gece; biraz dağıtmak, seni.
Taksim Sanat'a mı gitsem, bir başka yere mi diyorum?
İstiklal'in başından, sonuna yürüyorum.
Lokantanın önündeki kalabalığa takılıyor, gözüm
Tünel'den çıktığım sırada.
Kiminin elinde tencere, kiminde poşet insanların.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!