Bağrı bağıran dağlardan
ve karnı kahır kadınlardan öğrendim
feryadı yamalı
talihi kanamalı
bir tarihin yankısını..
yazgısı viran bir halktan öğrendim
yüzleri kavruk...
düşleri vuruk çocukların öyküsünü
sürüklenen insanlardan
donan ayaklardan
ve kesilen kulaklardan duydum
yürekleri revan hayatların
savruk serüvenlerini
sırtları şarapnel
elleri kınalı
bir mevsimdi yanımızdan hızla geçen
içimize değen bir keskin ayazdı
ve elbette bunu birgün yazardı
tenimize biçilen kefen...
ayaklarımıza giren kangren
artık susun istiyorum yeniden
ve lütfen...
biliyorum...yüzümüze düşen aklar
ve dağlarımıza düşürdüğünüz destanlar
sizin yüzünüzden
bu sevinçler
bu seherler sizin yüzünüzden
kendinizi vurmayın böyle dizelerime
dizelerim sizin kopan dizlerinize...dilsizliğinize
dizleriniz başımın üstüne
hüznünüz gözüm üstüne
hadi düşlerinizden dönün artık
onlar müjdesiz
onlar çok hayatsız
durmayın öyle imlasız
alın ağrılarınızı
ve dönün çamurlı yollarımıza
aç karınlarımıza dönün
ağaran saçlarımıza
artık sürün kendinizi yeni bir umuda
yeni bir dünyaya
bizi ihtiyar eden bu ömürlerden çıkın
bu verem bakışlardan kopun artık
çünkü bu yüzyılda bizi kimse duymayacak
o halde dönün evinize..eviniz çok sıcak
içinize girsede böyle ansızın bir bıçak
inanın eviniz çok sıcak
ve geldiğinizde çocuklar hep size bakacak
öyle çok kaçak...
öyle çok kucak...
farzedin bir rüzgardınız
eserdiniz...
bir dağdan ötekine
bir daldan diğerine
ardınızdan morarsada umutlarımız
bileğimiz kopsada kahrından
yıkılsada evlerimiz başlarımıza
bu hayırsız zamanlar boğsada sevinçlerimizi
dönün yinede bu tensiz cephelerden...
bu yağlı hayatlardan
öyle bükmeyin boyunlarınızı
öyle heder olmayın
mağlup ordular gibi durmayın
o incitilmiş duruşlardan çıkın artık
silahlı yada silahsız
doğru yada yanlış..dönsenizde
inanın siz kazandınız yinede
mağlubiyet bizde yüzyıllardır bir kader
ve biliyorum bu yaşadıklarınız
öyle çok beter
öyle çok nefret
öyle çok dehşet
sizin sevinçleriniz bir vakit ötede
çevirin yüzünüzü
ve unutun artık olanları
bize yapılanları
geride kalanları
belkide..ölenleri
yüreğinize giren o lanet nefeslerden çıkın
gözlerinize düşen o masum buğuyu atın
dökün içime....o burukluğu..indirin yüzüme
dönün içime hemen
içim kan zaten...
içim üryan...
içim feveran ezelden
kimseye soramadık
kimsede bizi sormadı zaten...
bize ne oldu bu bahar....
bu hazan.....
bu mevsim?
Biz ne çok vurulduk bu yüzyıl...bilen varmı?
Yama tutmuyor artık bu yaralı bedenlerimiz
kırıldık tek tek.....tanınmaz oldu cesetlerimiz
bir bende...
bir tende...
bir izde arandı vurulan gençliğimiz
şimdi çığ gibi önünüzdeyiz
güç sizin..
erk sizin..
dem sizin
hadi recm edin artık beni
çiğneyin özlemlerimi..
alın ayaklarınızın altına yarınlarımı
yok sayın yeniden
ben suçluyum...kazanın beni yeniden
hadi katın beni kendinize...
harmanlayın..
beni öğütün
ben kimliksizdim zaten ezelden
benim yaralarım derinden
bir kalp taşıdığımı unutun
ve savurun beni...
değiştirin...
yüzümü yakın
ve öyle sevin beni kendisizliğimden
ne kadar çok acımasızdınız bu yüzyıl...
ne kadar çok pervasız...
bu yüzyıl nasılda bu kadar kitapsız...hayasız
çocuklar nekadar çok annesiz...babasız
bu yüzyıl nekadarda çok talan rüyalarımız
yaslarımız ve yaşadıklarımız
artık bizim çok yaşlı yaşlarımız...
yani yaşadıklarımız
artık bizim yaşlılığımız...
her sevgilide nasılda dağlandı bu kadar hayatlarımız
bizim dağlanmamız
biliyorum bizim biraz dağlılığımız
bizim dağlılığımızda artık dağlanmamız....
biz yenildik bu yüzyıl...
satıldık bir pazar...
örselendik bir gece...
boğazlandık bir uyku...
bir gülüş...
bir düş...
hadi dönün artık o ince bellerden
o yaralı dillerden
dağlanmaya sebep dağlılığınız ve dağlarımızla...
yaslarınız
yaşlarınız
ve yaşadıklarınızla...
artık dönün
ve unutun olanları
kendinize bir şans dileyerek
dönün kentinize
köylerinize
göğüslerimize...
ve sırtınızı dönmeyi bir daha
arkanıza bakmayın bir daha....
arkası uçurum...
arkası revan...
şimdi hangimiz lal....
kimimiz figan....?
işte bundan bu feryat...
bu feveran....
(Tüm haksız ve halksız savaşlara ithaftır)
06 Ağustos 2003-istanbul
Kayıt Tarihi : 3.9.2004 12:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!