Benim bu tarakta bezim olmadığı için
Minnacık bir öz ile
Yazmaya devam
Biri bir köylü kadını Fetullahçı
Fetullah hocayı evinde saklıyor
Köyünde barındırıyor diye
Kocası Ali Çavuş
Askeri jeep ile
Evinden alındığına göre
Kocası fetullahçı olanın
Kendi de öyledir hesabıyla
Hatta benim kaldığım kulübeyi
Sardı o zaman asker
Ben fetullahmışım güya
Bereket yanlışlığı anladılar
Meğer onlar
Isparta KİP mağazasının
Sahibi üzerinden iz süre süre
Bu köye gelmişler
Daha ta 1980'de
-"Her yere uçakla gelip gidiyor"
Diyorlardı o kişi için şehirlerde
Ölüp gitti adam
Nede de öldü gitti ama
Bir kriter ele verir diye
Anlatmam gerekiyor
Fetullahçı yaftalı bu insan, kadını
O köyün kamu inşaat ve
Bakımlarına giden ustalar
Bu evde yedi içti
O evde yatıp o evde kaldı
Sobaları ayrı yandı
Meşe odununu
Dedegöl dağlarından
Boz bir eşekle taşırdı Ali Çavuş
Önce camide sabah namazı
Sonra merkeple dağa
Odunu yıktıktan sonra avluya
Bir yorgunluk uykusuna uzanır
Ilık bir abdest ıbrığından
Abdestini alır
Ver elini öğle namazı
Yavaş yavaş çıkar yaşlı ayakları
Ali Ocal'ın dikiyrek cami yolunu
İşte benim anlatacağım
Fetullahçı bu
Ne böcek, ne seks kasedi
Ne sadaka mendili, ne tape
Son kuruşlarına kadar imanlarına
Amel dolduruyordu bu adamlar
Depe depe
Kadını da aynı kendisi gibiydi
Ali Çavuş'un
Benim ikinci ve öz
Dağlardaki annemdir
Ne zaman bu kadının
Kendi aklıma gelse
Gözlerim yaş
İçim şahrem şahremdir
Tam da oranın kadınları gibi giyinir
Bileğinden konçlarına kadar
Yüreği insanlık ile doludur
Kocasının sağ koludur
Bir dürüstlük abidesi
Bu Türkiye'de bu kadar heykel var da
Niye bu nineninki yok
İnsan diye, İslam diye, Türk diye
Ortalama bir dağlı kadın giyimi
Ötesi yok üstünde
Onun evi, hiç adam sayılmayan
En son fukaranın bile
Çağrıldığı bir evdi
Bir Sakallı Memiş vardı
Yakaköy'lü bir hafızla
Birazı bir araya gelmiş dervişlerin
Hatim indirilecek
Ben de o evde kalıyorum
Sofrada bir araya geldik
Hatimden evvel
Sofrada Sakallı Memiş'in
Pirinç çorbasını
Benzersiz bir iştahla kaşıklıyor olması
Dikkatimi çekti
Ben kendimi geri çekip
Ona bakmaya başladım
Gözümün kuyruğu ile
Memiş Çavuş anladı
Bir hak adamı göz atması ile
"Biz kırk yılın acıyız;
Elimize geçerse işte böyle! "
Bunlar eski hatıralar
Bir de yenileri var
Okyanusların lacivertlerini donanmış
İpek baş örtüleri
İpek dantelalı libaslar
Denizlerin içinden
Uzak Avustralya'dan transformasyonları
En büyüleyici mercan
Ve beşûş bütün renklerin dansı
Hangi sana geliyorum diyen menfaate
-"Bana gelme" diyebilir bu ruh
Daha sonra öbür giydikleri şeyleri
Saymıyorum
Hele bir de siyah giymiş sorma
Hangi başka kadın görse
Akıllarına ziyandır, akıllara ziyan
Toros'un köylü kadınları
Bir görse bunları
Kraliçedir herhalde deyip
Kıyama kalkar kıyam
Haziran 2015
Kayıt Tarihi : 17.8.2015 11:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gülhan Özkara](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/08/17/fetullahci-kadinlar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!