Sen bir kuru dal gibi düştün yüregime
Bir nehir olup alıp götürseydim ta ötelere
Filiz olup yeşerseydin şu serseri gönlüme
Baharlar getirseydin tekrar şu deli serseme
Korkunun ecele faydası yok artık biliyorsun
Kuru yapraklar dökülür birer birer
Tıpkı insanoğlu gibi
Yanar durur bazen sevda ateşi
Ama göçer gider hergün bu diyardan üçü beşi
Bu yola çıkanlar nereye gider
Bir zamanlar ikimizde aynı kuyuya taşlar atardık
Peşimizden mahallenin delisi takılır hiç durmaz koşardık
Sana ceylan bakışlım diye her ardına dönüşünde bakardım
Belki ilk heyecanım belkide masum bir sevdamdın
Kime ne dersin,kimden medet umarsın,meğersem kadermiş
Bütün dünya onca kötülüğü La Fontainın masallarından öğrendi.
En güzel yalanlar onun masallarından yayıldı dünyaya...
Güney Amerikalı,afrikalı çocukları hikayelerine bile almadı.
Bir beyaz bir kırmızı gül
Her gün şu vazoda seni bekler
Umudum kalmadı artık sensizliğe
Unut diyorsun unut artık gene
Sevme diyorsun sevme çek git
Bazı geceler uykum tutmazdı
Dışarı çıkar yürürdüm yollarda
Yol boyunca hayallerin uzardı
Oysa göz yaslarım buz tuttardı
Bak hala kulağımda ask şarkısı
gözlerinde biraktim onca mutlulugumu
alismistim oysa sana
gittin ya kalakaldim oracikta
çok aci veriyor sensizlik oysa bana
yarim mi kaldi onca yasanmamisliklar
Bir gün bir gül görürsem
Koklayacağım bu defa senin için
Mademki koklanmak istedin
Sen soldun başka güllerde solsun
Neden suskun bakıyorsun
Aşk umudun sevgiye uzanan koludur.
Benden vefa bekleme vicdansız
Aşk benden sana giden bir yoldur
Sende caresizsin bende dermansız
Unuttum sanma seni sakın
Gece Yazıları..
Yüreğim !
Bir annenin gözünden damlayan yaş gibi öyle masum ki.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!