FETİH SURESİ
Fetih tasavvurumuzu inşa eden bir sure. Fetih, yürek fethidir. Yürekleri açmaktır. İman ile insanın buluşturmaktır. Kökle, saçakla suyun buluşması gibi.
Adını birinci ayetten alır. Fetih; yüreklere giden yolun açılması, İslam’la insan arasında ki engellerin kaldırılmasıdır. Kalplerin kapılarını açmaktır. İnsana imanın ulaşması anlamını taşır. Bu sure Hz. Peygamber hayattayken bu isimle anılırdı. İniş zamanı Hicretin 6, senesi, 628 yılında Hudeybiye Anlaşması sonrasıdır. Bir bütün olarak nazil olmuştur. Nuzül sıralamasında 91, sırada yer alır.
Konusu; Hudeybiye barış anlaşması çerçevesinde gerçekleşen tüm zamanlara geçerli olan ilkeler manzumesi veren bir konudur.
Hendek Savaşı Mekkelilerin tüm güçlerini ortaya koyarak yapmış oldukları son saldırıydı. Bölgede ne kadar İslama muhalif varsa bir olup Müslümanları çepeçevre kuşatmışlardı. Hiçbir şey elde edemeden geriye döndüler. Resulullah bu olay arkasından “artık sıra bizde” buyurmuştu.
Bu savaştan iki 2 sonra, hicretten 6 yıl sonra, Muhacirler vatan hasretiyle yanıp kavrulmuştu. Rüyalarını bile hep Mekke süslüyordu. Resulüllah’da rüyasında Kabeyi ihramlı bir şekilde tavaf ettiğini görmüştü. Bunun bir işaret olduğunu düşündü. Bu rüyayı gerçekleştirmek için tüm müttefik beldelere haber gönderdi. Fakat civarındaki bedevi arap kabileleri bu çağrıya icabet etmediler. Korktular. Böyle silahsız bir şekilde böyle bir zamanda, bu kadar az bir insanla oraya gidenlerin, bir daha dönmeyeceklerini zannettiler ve düşündüler. 11, ayet onların bu düşüncelerini mucizevi bir şekilde ele veriyor.
Medineli sahabelerin bir kısmı, Mekkeli muhacirlerin hemen hemen tamamından oluşan 1400 kişi ile yola çıkmıştı. Hicri 6, yılı Zilkade ayının başında kafile yola çıktı. (Miladi 628 yılında) Kafile silahsızdı. Yanlarına kurbanlıklarını da aldılar. Haram aylarda savaş yapılmaz. Babasının düşmanı bile olsa onlara silah çekmeyeceklerdi. Müminlerin elinde sadece kılıçları vardı. Beyaz güvercinler gibi ihramlarını giymişlerdi.
Resulullah’ın rüyası onlar için gerçekleşmesi gerçek bir olay gibiydi. Dolayısıyla Kâbe’ye gireceklerini, tavaf edeceklerini, hac edeceklerini, hasret gidereceklerini düşünerek yola çıkmışlardı. Müşriklerin geleneklerinde de bu aylarda Kâbe’yi tavaf için gelenlerin geri çevrilmediği, engellenmediği, hiçbir zorluk çıkarılmadığı halde Müminlerin bu isteklerini geri çevirdiler. Hz. Peygamber niçin geldiklerini izah için Hz. Osman’ı Mekke’ye yolladı. Hz. Osman soylu ailelerden birinin çocuğuydu. Fakat konakladıkları yere Hz. Osman’ın şehit olduğu haberi gelmişti. Bunun üzerine ihanete uğramış olduğu gerekçesiyle oradaki bütün sahabelerden beyat aldı bir ağacın altında. Şecere-tül Rıdvan. Bu beyata da Rıdvan Beyatı denir. Allah’ın razı olduğu beyat. 10, ayette bu dile getirilmiştir. 10, ayette onların Resulullah’a beyat etmedikleri aslında Allah’a beyat ettikleri söylenmiştir.
Mekke kendi geleneklerini çiğnemişti. Halit komutasında 200 süvariyi müminlerin üzerine sürdü. Peygamberimiz bulunduğu yerden bugünkü Hudeybiye’ye doğru geçmişlerdir. Bunun haricinde Mekkeliler 40 kişilik bir öncü kuvvetle gizlice saldırıya geçmek istemiş fakat müminlerin uyanıklığı sayesinde kan dökülmeden 40’ını da esir almışlardır. Efendimiz hepsini müşriklere iade ederek –Biz savaş için gelmedik. Dediyse de dinletemedi. Ardından 80 kişilik bir kuvvetle saldırdılar. Onlarda esir alındı.
Resülullah savaş için gelmediğini onlarda biliyordu. Fakat ellerine geçen bu fırsatı değerlendirmek istiyorlardı. Ama bir şeyi hesap etmiyorlardı, Allah’ı ve desteğini. En sonunda Resulullah’ın da isteği ile bir kafile ile görüşürler. Bu kafilenin başında Süheyl Bin Amr vardır. Orada
1.10 yıl savaş olmayacak.
2.Medine tarafına geçenler teslim edilecek, Mekke tarafına geçenler ise teslim edilmeyecek.
3.Arap kabilelerinden isteyen, istediği tarafla anlaşma yapabilecek.
4.Bu yıl umre yapılmayacak. Bir sonraki yıl kaza edilecekti. Bu esnada Mekkeliler 3 gün şehri boşaltacakları.
Başlarken Rahman krizi yaşandı. Süheyl, Rahman’da neymiş diye itiraz etti. İkincisi Allah’ın Resulü ile Süheyl arasında ibaresine Süheyl karşı çıkar. Biz senin Resül olduğuna inansaydık seninle bu savaşları yapmazdık der. Ve Abdullah’ın oğlu Muhammed yazdırır. Tam anlaşma bitmek üzereyken ufukta biri görüldü. İşkence ve zulüm görmüş olduğu belli oluyordu. O Ebu Cendel idi. Süheyl’in oğluydu ve anlaşmanın ilk uygulamasını şimdi gerçekleştirelim der. Efendimiz, onu bana bağışla demesine rağmen kabul edilmez ve geri verilir.
Her kapıdan bir ölü çıkmış gibi hüzün kaplamıştı her yanı. Hz. Ömer dayanamayıp, -ya Resülallah Allah bize yardım etmiyor mu? Evet. –Allah bizimle değil mi? Evet. -Biz hak değil miyiz? Evet. –Öyleyse biz bu anlaşmaya nasıl evet deriz? Ömer anlaşmaya görünen yüzü ile bakıyordu. Ve Ömer’e şöyle der. –Bizden biri onlara gidecek, bırakın gitsin, ondan bize ne hayır gelir. Onlardan bize biri gelirse ve biz onu verirsek zannediyor musun ki Allah ona yardım etmeyecektir. Allah onu yalnız bırakacaktır, der.
Bu bir mucizeydi. Peygamber basireti idi. Ve aynen öyle oldu. Yolda geri giderlerken Ebu Süheyl, Cendel’i elinden kaçırır. Cendel sahilde kervanların gelip geçtiği yerde bir karargâh kurar. O karargâha bir yıl içerisinde 70 mümin katılır. Mekke kervanlarına fırsat vermiyorlardı. Ebu Basir ikinci kişiydi. En sonunda müşrikler ikinci maddenin kaldırılması için Resulullah’a geldiler.
Ve Medine’ye dönüş sırasında “Fetih Suresi” nazil oldu. Bu olaya fetih dendi. Hemde apaçık bir fetihti. Resülullah bu anlaşmadan sonra yüzü aydın, gözü aydınlıktı. Hz. Ömer’i çağırtır ve gelen müjdeyi Hz. Ömer’e okur. Ömer şimdi bu fetih mi ya Resülallah? Deyinde, Efendimiz bir daha –Evet Ya Ömer der.
Hz. Ömer’in fetih denilince anladığı başka şeylerdi. Kur’an fetih tasavvurunu inşa ediyor. Başta Resulullah’ın tasavvurunu inşa ediyor sonra Ömer’in sonra da diğerlerinin. Fetih: toprakların ele geçirilmesi değil, yeryüzünün işgal edilmesi değil, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının ele geçirilmesi değil, sınırların genişletilmesi değil; yüreklerin açılması, imanın insana ulaşması, iman kapılarının gönüllere açılmasıdır. Fetih, insanların Allah’a yani kendilerine dönmesidir.
20 yıllık İslam döneminde insan kazanımı bu anlaşmadan 1,5 yıl sonra tam 3’e katlanmıştır.
1. Fethi Mübin; yürek fethi yani. Tartışılmaz fetih. (Beldeler savaşla alınır ama Medine fethedilmiştir. HŞ.) Barış ortamında söz güçlenir, sözün güçlenmesi imana yarar. Gücün sözünü kullananlar, sözün gücünün güçlenmesini istemezler.
2. Fetih sebeplere bağlı bir olay, affetmek ise Allah’ın doğrudan yaptığı müdahaledir.
3. Zafere zorbalarda ulaşır. Aslolan saygın ve şanlı bir zafere ulaşmaktır. Yakıp yıkmadan, kırıp geçmeden saygın bir zafer. İslam tarihinde tüm savaşların sonunda 200 den biraz fazla insan ölmüştür. Bu kadar az kayıpla kazanılmış başka zafer var mı?
4. SEKİNET: sükûnet, insanı tedirgin eden sebeplerin yok olması. Allah’ın yardımı, görünmez ordularının yardımını insana sükûnet şeklinde vermesi.---Göklerin ve yerin orduları hepsi Allah’ındır. Hz. Nuh’a yardım eden bulutlar değil mi? Hz. Hud’a yardım eden rüzgârlar değil mi? Hz. İbrahim’e yardım eden ateş, Hz. Musa’ya su yerin orduları değil mi? Şuurlu müminlerin başı sıkışınca, şuursuz kardeşlerimiz yardıma koşar. Çünkü biz bir aileyiz, kardeşiz.
5. Allah bağışlamak istediği bir kulun hayat filminden istediği yerleri silmesi hiçte zor değildir. Yeter ki istediği yolda gidelim. Allah’ın günahların üzerini silmesi, mümin için büyük bir kurtuluştur. Allah artıların eksilerden fazla olmasını istiyor. Doğruların eğrilerden çok olmasını istiyor. Melek olmamızı istemiyor, sevabı çok olanlar asıl kurtuluşa ermişlerdir.
6. Münafıklar müşriklerden önce gelmiş. Bu, münafıkların müşriklerden daha tehlikeli olması ihtimalindendir.---İnsan, insan hakkında suizan edebilir. Ama en çok suizan Allah’a yapılmaktadır. İlahi davetin blöf olduğunu düşünmek, Allah’ın yardımının gerçek olmadığını düşünmektir.
7. Göklerin ve yerin orduları Allah’a aittir ama Allah o orduları kullanmadan da güç ve kuvvet sahibidir.
8. Şahit, aslında sadece peygamberler mi şahit? Hepimiz şahidiz. Peygamber size şahit olsun, sizde bütün insanlığa şahit olun. Model olmak. Biz bu dünyaya sahip olmaya değil şahit olmaya geldik. Şahadetini gereği gibi yapana ne mutlu.
9. Bizin Allah’a yardımımız, Allah’ın bize ihtiyacı olduğu için değil, bizim ona ihtiyacımız olduğu için.
10. Tarihsel karşılığı Hudeybiye’ de yapılan “Rıdvan Beyatıdır.” Tarih üstü bir olay olarak Allah Resulüne her daim yapılan itaattir.---Eğer inanıyorsanız üstün olabilirsiniz. Üstün değilseniz, inancınız hayatınızı inşa etmediğinden. Allah’a güvenmediğinizdendir.
11. Medine’de bedevilerin yaşadığı müttefik kabileler Gıfar, Müzeyb, Eslen, Cüfeyne kabileleri olduğu gibi kayıtlı kaynaklarımızda “Mekkeliler bu Müminlerin haklarından gelir. Biz gerçekçi davranalı.” Bunlar Allah’ı hesaba katmadılar. Özür dilerken bile samimi değiller. Bu bir mucizedir.---Hadi ben alemlere rahmet olarak geldim ve size rahmet oldum. Ama Allah’ı kandırmaya kalkanlara Allah nasıl rahmet edecek. Allah’ın sizin için takdir ettiğini benim duam ve bedduam belirlemez.---Allah yaptıklarınıza, davranışlarınıza kalplerinize ve niyetlerinize bakar.
12. 13. 14. 15. Bedevilik bir zihniyet meselesi, nerede yaşadığı önemli değil, düşünme tarzı önemli. Bu ayet aynı zamanda gelecekten haber veren mucizevi bir ayet. Tam 3 ay sonra gerçekleşecek olan Hayber Fethinden bahsediyor. Hayber’i Medine’den sürülen Yahudi kabileleri doldurmuştu. Beni Nadir ve Kaynuka Yahudileri anlaşmayı bozup Haybere sığındılar. Hayberliler kaleyi teslim ederken ürünlerin yarısını teslim etme şartı vardı. Resulullah’ın hazine görevlisi “ister malı ben ikiye böleyim istediğinizi alın, ister siz ikiye bölün ben istediğimi alayım” deyince, Yahudiler “yerler ve gökler şahit olsun ki dünya bu adalet üzerine ayakta duruyor.” ---ALLAH’IN SÖZÜNDEN; ne demek istemiş olabilir, geleneksel ganimet anlayışını yok eden vahiy bakış açısıdır. Allah’ın Sözü; savaş esnasında kim ne eline geçirirse o onun mantığı yatıyordu. Elbise için öldürülenler, bilezik için kol kesenler, gerdanlık için boyun kesenlere karşı Enfal suresi Allah’ın sözü olarak karşımıza çıkıyor. İslam’da savaş ganimet için değil, Allah için yapılır. Vahiy, savaşta da çizdiği sınırı, kırmızıçizgileri aşmamasını emrediyor. Bizimle gelmeyeceksiniz emri sadece Hayber ile alakalı.---Burada teşbihte hata yoksa iki tavır var. Arıların ve sineklerin tavrı. Arılar üretmek için, sinekler üleşmek için.
16. Biate koşmayıp, ganimete gelen bu topluluğa de ki; bu da mucizevi bir haber. Bir müddet sonra Bizanslılarla Mute’de bir destan yazılmıştı. 3000 mücahit 400000 Bizanslı ile mücadele etmişti.
17. Meşru mazeretler sadece yükümlülüğü kaldırmaz, ibadetlerde de geçerlidir bu. Gözleri görmeyeni cihada çağıramazsınız ama sevabını alır. Ümmü Mektum gibi.
18. Rıdvan beyatı, Hudeybiye, Hz. Osman olayı. Elleri biat ediyordu ama içleri titriyordu. Allah onlara sekinet, sukünet, iç huzurluğu göndermiştir.---Yakın Fetih; Hayber olarak yorumluyorlar ama 30 sene içerisinde Avrupa büyüklüğünde bir devlete sahip olunması da anlaşılabilir.
19. 20. Mümin amelinin karşılığını ahirette alır aslında, dünyada alıp almayacağına dair kesin bir bilgi yoktur. Bu ayette; Allah bir kısmını dünyada verdi ama ahirette yine verecek. EL ÇEKTİRMEK: Halit Bin Velit 200 kişilik bir kuvvetle kılıçtan başka hiçbir şeyi olmayan Müslümanlara saldıramadı. Etraflarında döner durur, saldırsa belki de hepsini kılıçtan geçirecek. Ne bildiği bilinmez ama saldıramaz. Allah, Halit’e ne gösterdi bilemeyiz ama Müminlere sekinet indiren Allah, onlara nasıl gösterdi bilemeyiz.
21. Burada güç yetiremez nimet dünya nimeti olmasa gerek. Gücü her şeye yeten Allah, sizin hafsalanızın alamayacağı nimetleri önünüze serecektir.
22. 23. Müşrikler üç sefer ani baskınla geldiler ama hepsini de kıskıvrak yakaladılar ve hepsini teslim ettiler.
24. Müminlerin elini, müşriklerin ellerinden çekmesinin sebebi, Mekke toplumunda imanını saklayan, gizlemek zorunda kalan müminlere zarar verir korkusu idi. Kafir dolusu bir gemiyi içinde birkaç Müslüman var diye batırmamak. İkinci bir durum şimdi sizinle savaşmak isteyenler kısa süre içinde peş peşe Müslüman oldular. 6 ay sonra Halit Bin Velit ve arkadaşları Müslüman oluyor.
25. 26. Bir tarafta cahiliyye gururu (bağnazca bir gurur, küstahlık) bir tarafta iç huzuru, sekinet.
27. Hz. Ömer, Resulullah’a hesap soruyordu, cevabı Allah verdi. Ayetin İnşallah’lı gelmesi, Allah yokmuş gibi davranmayın. Hayatı Allah’lı planlamak. Allah varsa imkansızlık yoktur. Fethun Karib: yine gelmiş. Bu fetih sadece Hayber’mi, Mekke’mi, Şam’mı, Mısır’mı, İstanbul’mu, Kurtuba’mı ekleyin ekleyebildiğiniz kadarıyla. Hala devam ediyor.
28. Allah katında tek din İslam’dır. (Kim İslamdan başka bir din seçerse, Allah onu, ondan kabul etmeyecektir. Ayet meali)
29. Süheyl Bin Amr’ın şahsında, bütün inkarcıların şahsında, tüm zamanların inkarcılarına verilen tokat gibi bir cevaptır. Secde izi, Allah’a teslimiyettir. İslam’ın kişide oluşturduğu karakter ve seciyedir. İnsanın üreticisi olan Allah ne zaman sevinir: Tohumun toprağa düşüp filizlendiği, meyve vermeye başladığı an, ibadet ve salih amellerle kendini Allah’a teslim etmesine çok sevinir.---MİNHÜM’den anlaşılan; bir mana da, şimdi müşriklerin arasında olup da büyük mükafata layık olacak bir sürü insan çıkacak olması. Süheyl gibi, Halit gibi, Amr bin As gibi ve daha niceleri.
Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 15.5.2018 20:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tefsir derslerinden notlar
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!