Mucizevî miraçta başlayan yüce fetih;
Nar etti sineleri, çıkardı birçok fatih.
Fırsat bulan her sultan, çalıştı çabaladı;
Bu hasretin sevdası, gönülleri dağladı.
Ama nasibi olan, methe layık olacak;
Gayret ve sadakatle, yüce gönle dolacak.
İşte bu minval üz-re zaman geldi ve çattı;
Heves Muhammet Han’da, taşmıştı kat be kattı.
Bin dört yüz elli iki, Boğazkesen inşası; *
Başladı yapılmaya, oldu fethe ilk aşı.
Bin dört yüz elli üçte, bahar ile beraber;
Donanma yola çıktı; Bizans’a kötü haber.
Yüz kırk yedi gemiyle, Süleyman bey göründü;
Kostantin’in üstüne, kesif bir sis büründü.
Dokuz nisan toplandı, Bizans’ın gemileri;
Topların namlusuna, sürdüler mermileri.
On dört Nisan surlara, top ateşi başladı;
Çok umutsuzca Bizans, ordumuzu taşladı.
On sekiz Nisan günü, büyük adaya hücum;
On dokuz yirmi Nisan, şaşırdı gökte nucum.**
Süleyman Bey bu ara, azledildi ordudan;
Hamza Bey donanmaya, tayin oldu komutan.
Ve yirmi bir Nisan da, umulmadık şey oldu;
Dağdan aşan gemiler, kitli halice doldu.
Yirmi üç Nisan ise, Bizans’ın kara günü;
Ağır şartlara razı, ilk kez çizildi ünü.
Üç Mayıs Perşembe de, kayıplarımız çoktu;
İki büyük top bizi, birazcık zora soktu.
Dokuz, on iki, on dört, Mayıs da hücum büyük;
On altı Çarşamba da, gemiler zincire yük.
Yirmi Mayıs da ise, surlar perişan halde;
Yirmi iki Mayıs da, artık yanıyor belde.
Yirmi dört Mayısın da, kaçma telaşı vardı;
Bizans imparatoru, perişan ve naçardı.
Yirmi sekiz Mayıs da, surda gedik açıldı;
Düşmanın hatlarına, bir tutam toz saçıldı.
Yirmi dokuz Mayıs da fetih tamam oldu ve;
Manevi fetihlere, başlandı seve-seve.
O ne güzel komutan, onlar ne güzel asker;
Övgüye mazhar olup, oldular yiğit erler.
Bizlere düşen ise, emaneti korumak;
Onlar gibi çalışıp, ihya için yorulmak.
Mübarek Cuma günü, cümlesi bulsun Rahmet;
Evladı Fatiha’na Rabbim eyle Merhamet…
Kayıt Tarihi : 30.5.2009 10:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!