Feth-i İstanbul Şiiri - Nihat Arslan

Resul-u Ekrem vermişti, müjdeli haberi,
Coştu İslam ordusu, kazanmak için zaferi,
Avaz-ı zafer eyledi Ebu-Zerr el Gıffari,
Bedir'de,Uhud'da destanımız var.

Feth eyleyin, Bizans'ı dedi; Şems-i Cihani,
Mekke'den koştu geldi, bir piri fani,
Yüce sahabi Eba Eyyubel el Ensari,
Surlar önünde asude ruh yatanımız var.

Zehir etti papazların ayini yortusunu,
Derd-i firavan aldı,küffarın ordusunu,
Ruhlarına işlediler Harun Reşit korkusunu,
Bizans'ı haraca bağlayan sultanımız var.

Orduyu Fatihan sanki kitle-i münevver,
Allah Allah nidalarıyla inledi her yer,
Asumana yükseliyordu sada-yı ahenler,
Bize yardım eyleyen Cebbarımız var.

Almışsın nice sahabileri gülşen-i koynuna,
Fethin ayetin takmış sultanın boynuna,
Rabbin kelamı 'inna fetehna leke fethan mubina'
Kıyamete kadar okunacak Kuran'ımız var.

Eyledin her bir neferin Zikr-i Hallak,
Sedalarıyla oldu Bizans allak bullak,
Tek arzuları Fahri Aleme komşu olmak,
Şahadet yarışında fermanımız var.

Oldun Bizans'ın tepesinde seyf-i amirane,
Açtın kapıları, yıktın surları eyledin virane,
Tükendi küffarda ümid-i halas ey sultanı şahane,
Duası çevrilmeyen Akşemseddin'imiz var.

Çağ açıp, çağ kapatıp destanlar yazan,
Ey! Fatih'im sultanım mübarek olsun gazan,
Fermanın vardı Ayasofya'da susmasın ezan,
İçimizde daha Bizans artığı düşmanımız var.

Güllerle karşılandın Topkapı'dan girerken pür huruş,
Allah'ım neydi o beyaz at üzerinde heybetli duruş,
Her neferin şahadet şerbeti içmek için ettiler yarış,
Şehitler kanıyla sulanmış İstanbul'umuz var.

(Sarıkaya/Yozgat - 18.04.2006)