Şair gülermi ki acaba kendini yaşamayı unutmuşken
Göz yaşını bal kaymak bilen birisi tuz ile çatlarken
Dudağı vuslat hayalinde sevgiliye özlem duyarken
Şair ne bilsin gülmeyi göz yaşlarını sel diye akıtırken
İçi başkadır şairin gülmez ki kalbi gülsede yüzü
Tanırım Nesimi'yi herdaim kan ağlar hayalde gözü
Mecnun tanıyadamı Leyla'yı feryat eder ağlar özü
Ne bilsin şair severken hayalde aşkı gülermi gözü
..
Mecnun'un aşkı Leyla'ya esen fırtına olur
Kafdağında güller ağlarken kaktüsler açar
Feryat figan eden gönüllerde bülbül ağlar
BORAn kirli yüreklere kızıl şimşekler çakar
Şirin sarayda gezer Ferhat kendi halinde
Yerde sürüklenir zavallı insan denen nesne
Kim yüreğinden su verir pislikleri temizlemeye
Gökten gönderilen BORAn gelir süpürmeye
..
Caddelerde bir koşturmaca feryat figan
Çığlıklara ses verilmiyor nerede insan
Doğru kim yalancı nedir varmı bilen
Herkes seviyorsa kimdir ağlatan
Zamandan kısa ömürden uzun çağlar
Ferhat sırrını kalbinde mahzun saklar
Aşık maşukuna yanar deli olup ağlar
Akan göz seninse seven niye yanar
..
İnsanın ruhu feryat ederken
Tebessümle erleri olur şen
Denizin karası beden titretirken
Karaelmas tutar sevgi ile elimden
Sana tanıdık gelir asil yiğitleri
Sorarlar nereden tanırım sizleri
Kelimeler dostça konuşur dilleri
Osmanlı torunu gül yüzlü erşenleri
..