Dillerinden dökülen ya elmastır ya yakut,
Rüya değil gördüğün, yakan zehrini uyut.
Kalbine ferah esen akla da şifa, bilsen,
Işığı gözlerinden ta içine çevirsen.
Elindeki mücevher ya tılsımlı bir tavus,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Şiir rubai kalıbına uygun olmamakla beraber divan havasının günümüz diliyle elde edilmiş olması hoş bir haz veriyor şiire..Her beyit sanki bir vecize gücünde..Tebriklerime
Az kelam ile meramını güzel anlatan uzun sözün şiiri eksilteceğini bilen saygın bir kalem Avni Çakar. Ardı boş günlük gaileleri çoktan aşmış sessiz sedasız şiiriyle ve aşkıyla meşgul bir adam. Havası tılsımlı ve çok hoş hem şahsının, hem şiirlerinin. Zannımca okunsun okunmasın diye bir derdi de yok. Bundan olsa gerek bütün samimiyeti, bilgisi ve görgüsü ile kalbe ferah esen akla şifa şiirler yazıyor.
Ağaran saçları ve sarı füme bıyıkları gibi olgun inciler dökülüyor kaleminden.
'Yan bir ömür derdine, eyvahlarla oyalan'
Sonundasın o yolun, şimdi zamanı, uyan.
Namuslu bir adam ve aşık bir yürek için ömür eyvahlarla oyalanmak, ömür yanmak değil de nedir?
Amma altında puf yorganın
Amma ucunda yağlı urganın
Hoş gelir sefa gelir ölüm. Saygılar Ferizli’ye ve ona rubai yazana.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta