Dillerinden dökülen ya elmastır ya yakut,
Rüya değil gördüğün, yakan zehrini uyut.
Kalbine ferah esen akla da şifa, bilsen,
Işığı gözlerinden ta içine çevirsen.
Elindeki mücevher ya tılsımlı bir tavus,
Ya kalan zamanına apaydın bir kılavuz.
'Yan bir ömür derdine, eyvahlarla oyalan'
Sonundasın o yolun, şimdi zamanı, uyan.
Kayıt Tarihi : 21.9.2010 11:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Avni Çakar](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/09/21/ferizli-ye-rubai.jpg)
Ağaran saçları ve sarı füme bıyıkları gibi olgun inciler dökülüyor kaleminden.
'Yan bir ömür derdine, eyvahlarla oyalan'
Sonundasın o yolun, şimdi zamanı, uyan.
Namuslu bir adam ve aşık bir yürek için ömür eyvahlarla oyalanmak, ömür yanmak değil de nedir?
Amma altında puf yorganın
Amma ucunda yağlı urganın
Hoş gelir sefa gelir ölüm. Saygılar Ferizli’ye ve ona rubai yazana.
TÜM YORUMLAR (2)