ben batan aşkların, korkak ve sefil faresi
çaresizliğin dibindeki, dertsizliğin çaresi
sefaletin diğer adıyım, gönül dilinde
ben evde yokum yazanım kapı zilinde
utanılacak her şey benden sorulur
şeytan bile, benim yanımda durulur
Bir yangın yeri,
Hasata hasret, başak tarlası,
Çiğ düşmüş, yetim sabah çimenleri,
Sevdalara aşık, ayrılık budalası,
Bir düş düşlüyorum...
Görmeyeyim o nuru kaçsın tüm huzur
Gözlerinden gözlerime kalmasın geçit
Dönmemecesine olsun bu sefer ne olur
Çarp hayat kapımı yüzüme de öyle git
Yalvarsın azalarım ölebilmek için
Hiç gelmesende olur,
ben bekleyeceğim...
Militan karası bulutların yağmuru beklediği gibi,
bir yusufcuğun yanlızlığında,
sessizliğin çığlıklarında,
Mecnun öldü,
Kesik kesik nefesiyle semaya,
Doğduğu yere döndü.
Elleri kavuşamadan Leylaya,
Aşkı kuma gömüldü.
Ve Mecnun öldü...
Dün Gece Ben İstanbuldaydım,
Belki uyuyordun, belki uyanıktın,
Dün Gece Ben İstanbuldaydım.
Sokak lambalarıyla konuştum,
Banklara sırnaştım,
gidin rüyalarım gidin
beni yalnızlığımla
kabuslarımla
acı kahvemin telvesi
bir hoş sohbetin son demleri
demli çayımın kızılca kıvamında akşam üstülerimle
Zaman değilmiş meğer, her derdimin ilacı,
Ben sanıyordum geçecek, bitmeyen gecelerim.
Seni düşünmemek bile, muazzam bir acı,
Sona ermiyor gönlümdeki dertli hecelerim.
Öyle büyük bir iş bu,unutmak meselesi,
Gri bir gözyüzü,
Üç beş martı volta atıyor,
Yağmur direniyor bulutsuzluğa,
Yalnızlık burnu havada caka satıyor,
Ve yanaşıyor sefil umutsuzluğa,
Gri bir gökyüzü...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!