Hiç kimse, benim kadar sevdalanmadı,
Ateşe.
Ne baş dönmesiyle ateşe düşen
Pervane.
Ne güneşin kızıllığıyla alevlenen
Bülbül.
Ve gece depreşir,
Yalnızlıklarda.
Fahişe düşünceler sarar,
Örümcek beynini.
Gitmişlere söversin.
Dönence gözlerinde yaşamak
Zamanı.
Öyle dingin, öyle umarsız.
Zamansız olmak son sigarada
ve
Mangal yüreğinde demlenmiş,
Bir gece oturup,
Boşluğa yazdı acılarını.
Kimseye anlatamadı varolduğunu.
Yitenleri, yitirdiklerini anlattı sadece,
Nemli gözlerine,
Aynı nakarat eşliğinde;
Son kez vedâ ediyorsun,
Güneşe, Kızıllığa ve aydınlığa.
Bundan sonra herşey gölge,
Ve sen ilk defa,
Gölgenin gölgesi, karanlığın satırbaşı.
Ve yalnızlığın bilinmez noktsındasın,
Düşüncemin perçeminde
Gözlerin,
Uzak diyarların yalnızlığı,
Mahrumiyeti sözsüz konuşmaların.
Dudakların,
Oksitlenmiş düşüncem,
Geceler boyu kıvranan,
Yatağın sağından soluna.
Hâlâ göğüslerinden besleniyorum.
Ve hâlâ duyuyorum,
Ah bu sancı,
Ne varlık ne de yokluk.
Titrek serzenişleri ellerinin,
Tanrı yoluna açılırken.
Ah bu ses,
Çatal dilli,
Kızıla çalan mumlardan öğrendim,
Ayrılığı.
Her gölge bir yol ayrımı.
Yol ayrımlarında savruldum,
Zifti henüz dökülmüş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!