Feriha'ya Ağıt Şiiri - Ferhat Yavuz

Ferhat Yavuz
36

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Feriha'ya Ağıt

Alışmak mı Feriha tamam güldürme beni
İncinmesin yüzüme topladığım efkarım
Her gece yatağımda öldürüp bir bedeni
Sensizliğini canım yaşadığım kadarım

Bakışlarından sonra hangi müzeyyen bakış
Hüznü tutan geceyi en siyah yerden vurur
Kadınlar ki kendini aynalarda kandırır
Sana kör gözlerimin gelir önünde durur
Her biri dünyasında yazgısını avutur
Nazından pay almaya esrarına dokunur
Bilmezler gölgesinden çıkan devi cücenin
Gündüzlerin güneşi battığında görmezler
Kendi vaktinden öte ömür sürmediğini
Allah'ın kudretiyle yetimler yetiminin
Nuruyla suretine sanat işlediğini
Anlamazlar kızların elindeki tasını
Zamanda yolculuğa kaçmak istediğini
Erkeğin kapılarda süslendiği yasını
Anlamazlar balıklar sularda boğulduysa
Anlamazlar kuşların ateşli gagasını
İncelik bir tüy gibi yüzünde duruyorsa
Kirpiğine sevdayı rüyanın astığını
Kendimde anlayamam burda olmayışını

Alışmak mı sevgilim tamam güldürme beni
İncinmesin yüzüme topladığım efkarım
Her gece yatağımda öldürüp bir bedeni
Sensizliğini canım yaşadığım kadarım

Yoksun yürüdüğüm o ışıksız vadilerde
İzinin tozlarını süpürür parmaklarım
Sen bir sultan misali gezinirken göklerde
Şimdi sokaklarında tellalı asan halkım
Hangi direnişimin sırtına çıkmalıyım
Huzurunda bir fırsat vermek için kendime
Söyle oradan böyle çaresiz görününce
Feriha hücrelerde ışığın belirmez mi
Kalbim sinegahımdan kaldırıma düşünce
Bu adam yürüdüğün yollarda delirmez mi

Gittin delirdim gülüm nasibime gülerek
Delirdim yasemini dallarında severek
Sorma sana gelmeye kurduğum köprüleri
Mahşer gününden anla ne için yıktığımı
Viran olmuş evimde kanayan türküleri
Yıldızlarla kolkola giripte yaktığımı
Düşünürüm baktığın yerlere baktığımı
Hatırlar dudağına tebessüm taktığını
Kente meczup olurum masallara kahraman
Çocuklar öcü derler görse yaralarımı
Kayıtlara böyle mi düşecektim ay aman

Hani gelsen diyorum yırtıp karalarımı
Küsmesem yokluğunda martılara bir daha
Son bulsa birbirini doğuran ağrılarım
Bitse sana tuttuğum ağıtlarım Feriha

Sevgilim ızdırabı yurt eyledin bahtıma
Yıkıldım da hükmünde boğdururken hakimi
Sen mi sildin yazılmış kaderleri alnıma
Saklama dertlerime derman bulan hekimi
Okuma fermanımı sana sustuklarıma
Kenara attıklarım üstüme yürümesin
Ruhuma hüznü çektim mutluluğa perdemi
Zaten sürgün içinde sürgünüm bilmelisin
Feriha bu kadar mı istiyorsun ölmemi

İçerimde birikti Nemrd'un ateşleri
Kendi gözyaşlarımda pervasızca boğuldum
Kaç kere saplar insan yüreğine hançeri
Ben uğruna kadınım ölmelerden yoruldum
Yoruldum dinlemekten kırılan nağmeleri
Bıktı sarhoşluğuma çare bulmayan hancı
Köklerinde dünyayı taşıyan çiçekleri
Kucağına doldurup getirsen bir inancı
Tutsan uzattığımda kırdığın şu elleri
Atsan avucundaki kanlı öfkeyi,hıncı

Bilmelisin kumsalda mehtabı ağlatanlar
Birazda bizim için yakıyor sabahları
Limanlarda gölgeni düşürdüğün o taşlar
Hatırana buyurur göç eden martıları

Hani gelsen diyorum yırtıp karalarımı
Kısmasam yokluğunda şarkıları bir daha
Son bulsa birbirini doğuran ağrılarım
Bitse sana tuttuğum ağıtlarım Feriha.

Ferhat Yavuz
Kayıt Tarihi : 15.8.2020 08:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


18.03.2016 Kumbağ-Beşiktepe

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ferhat Yavuz