astı yalnızlığını çamaşır ipine
varsın sallansın orada biraz
duvardaki resimler karşılık olsun
ölüme
kaç kez yaklaştı da olmadı
o nehirleri anlatırken
dinlemek ister tepeleri
şimdi yeni bir sözcük bulmalı
anlatmak için gözlerinin anlamını
rüzgârla uyuşamayan çıtalı uçurtmalar
tellere takılı bekler dururlar yüksekte
dayak yemiş birer çocukturlar
beklemeli vişne mevsimini
meraklar cepte
kendi oluşunu sevecen
azıcık çoğalmalı karalar diri
hızı kesilmez sözcükler geçmeli
bir ölünün üstünden
sadece bir fotoğraf çıkmalı ki
saymaya gerek olmasın
kaç kez dirilip öldüğünü
kapısında Ferhunde’nin
evde misin Ferhunde
sana geldim
yüzümü
gözlerimi
ellerimi
hatırlamıyorsundur bile
yine mi kucağında çocuk
bu kaçıncı evliliğin
şu dünyada doymadın gitti
haydi geç mutfağa
bir çay demle de içelim
Kayıt Tarihi : 27.6.2007 17:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)