Birini sevmek: Nasıl bir entrikadır? Üstelik gözleriniz ondan başkasını görmez.Ne gariptir değil mi? Sanki gözlerinize mil çekilmiş ve yalnızca onu çizmişler göz bebeklerinize hep onu görürsünüz.Onu yazarken satırlarınızın ardı arkası kesilmez.
yaktığınız sigaranın dumanında,içtiğiniz su'da kokladığınız çiçek de hep onu görürsünüz ne garip değil mi?
Hep olmayacak hayaller kurarsınız ona dair ve ona dair ne varsa size hep en güzelini anımsatır.Duyduğunuz her ses,size onun sesiymiş gibi gelir ve dönüp arkanıza baktığınızda koskoca bir yalnızlıktan başka bir şey bırakmamışsınız ne garip değil mi?
Hayatı bir çift gözle görüp bir gönüle sığdırmak çokta zor olmayacak sizin için,zor olmaz çünkü; SEVİYORSUNUZ ne garip değil mi?
Hani ansızın bir şarkı dinlersiniz oradaki tüm ezgiler sanki ona yad edilmiş ve şarkının her satırında onu bulursunuz. Ne garip değil mi?
Sabah kalktığınızda ona ayırdığınız yastığın bir köşesi göz yaşlarınızla sırıl sıklam olmuştur,gülümsersiniz ama; içiniz paramparça olmuştur...
Sana dair ne varsa meçhule karıştı sevgili
Yokluğun bir mıh gibi saplanır bedenime
Adını koyamıyorum bütün sokaklar sensizliğin başkenti
Durmadan ama hiç durmadan sensizlık şarkıları söylüyorum
ıssız her taraf
Kış dayandı kapıya sana rağmen
Bir sis bulutu gibi çöktü yalnızlık..
Hedefini şaşırmış kuşlar.
Hedefini şaşırmış sen gibi..
Oysa ne sevdalar büyüttüm içimde
Mutluluk dediğimiz şey nedir acaba? Kimsede tarifi tam anlamıyla bulunmayan kulağa hoş gelen,sadece ruhen bizi rahatlatan bir kelimeden ibaret mi yoksa sanıldığı gibi göreceli birşey mi?
Mutluluğu tam anlamıyla kavramsallaştıracak olursak bir hayli zorlanacağız sanırım , bu sihirli kelimeyi sözcüklere dökerken yazdıklarımıza tekrar tekrar bakmamız icap edecek mutluluk hakkında yazdığımız tarifi bile tam anlamıyla ifade edememiz biz mutsuz kılabilir.o halde ilk koşulumuz baştan sona kadar yazdıklarımızın bizi bu konuda mutlu etmesi gerekiyor.
Kimi insanlar mutluluğu küçük yerlerde bula biliyorken kimileri de bulunduğu konumdan memnun olmayıp çok daha büyük yerlerde elde edememektedir.
Hiç parası olmayan,günlerce aç gezen birine bir lokma ekmek ikram ederseniz bu insan bir lokma ekmekle mutlu olablir.
o zaman şunları söylemekte yarar var Kapitalist düzenin sömürüsüne dayanamayıp açlığa, sefalete maruz kalan insanların açlığğı gidererilince,
bu sistemi tam anlamıyla kavrayıp başkalarınının kanını emecek duruma gelen bir başka fertlerde: daha çok kazanıp daha çok sömürdükçe mutlu olduklarını söylemek hiçte yersiz olmayacak.
Ansızın içime düşer,hayalimdeki sen
Bir şarkı uğltusuyla gelir,
Sonra uçuverir bu memleketten,ötekine derken
Başım dolanır bir soğuk, bir sıcak
Sonra kanatlanır içimdeki çocuk
Bir kelebeğe sorar gidişini..
Bazen aşk gider
Bir nar tanesi gibi dağılır dört bir yana..
Bazen aşk gider
Utancından sığınır salkım söğüt dallarının arkasına
Bazen aşk gider
Kaybolur sonsuz maviliklerin ardına,kararan bulutlarla inci tanesi gibi,süzülür gözlerden..
işte ellerimde sonbahar dan artakalan çiçekler ve ben
gidiyorum
arkama bakmadan usulca
gidiyorum, senden çok öteye
saati ve eşkali bilinmeyen yolculuk bu sevgili
Yüzüne, gözüne, sözüne tanık olmadığım gülizar..
Çıkıp gelsen hani
Kapım ardına kadar açık
.
Hani gelsen diyorum
Ne Ferhat Takarım nede Mecnun..
Hastalık hastası bir budalayım
Ürperirim güneş'den biran gözlerin gelir aklıma
Sevmem aydınlıkları
Saklarım gülüşlerimi; söğüt dallarının arkasına
Her an gelecekmişsin gibi beklerim, çınar ağacı misali
seneler geçer göğsümden..
Kuşlar özgür uçar, kandı kırık olanlar uçmayı hayal eder
çırpınışlar özgürlük içinmi yoksa o çok sevdikleri gökyüzü için mi?
aslında gökyüzünün varlığı bile onlar için özgürlüğe engeldir
çünkü gözleri gökyüzünden başka bir şey görmez..
ondandır geceyi sevmezler ve görmezler..
bulutlu havayı sevmezler mesela, yağmuru, doluyu,karı sevmezler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!