Yeni haber yok Osman
Yine muvakkadız
Hayatımızdaki raylarda değişme yok
İstikametler aynı, istasyonlar hep aynı
Takma kafana be Osman
Gülenle gülecekmişsin
Benim sana olan özlemim
Kavrulmuş Bitkilerin,
Aheste, aheste gökyüzünde süzülen
Yağmur Bulutlarına olan özlemleri
Gibi
Haydi artık bardaktan boşalırcasına gel'de
Şehir zehirlenmiş bir göl gibi,
Gözlerimin önünde,
Rüzgar eğerinden ögür kalmış bir kısrak gibi,
Bütün kavak ağaçlarını buduyor şimdi,
Sımsıcak bir odadayım
Masamın üstünde onlarca karar yazılmaya bekliyor
Senden sonra hiç değişmedi,
Yanında sen varmış’sın gibi dolaştı
caddelerde
Kır kahvelerine oturdu
Yağmurlu havalarda,
Evlendiğini Ganime karısından öğrendi
Süriyeli mülteci küçük kız,
Annen seni bu günler içinmi doğurdu,
Yokmuydu senin için hayalleri,
Yarınlardan beklentileri,
Küçücücük oyuncakların nerede şimdi
Evinizin enkazındamı kaldı,
Ve yoksun
Film yeniden başlıyor
Senaryo değişik
Bir kişilik bir film bu
Sen yoksun
Ötekilere benzemiyor bu film
Ceza çekmek için
Dört duvar arasında yatmak mı gerek ?
Izdıraplar içinde pişman
Bir beden ceza çekmez mi ?
Dört duvar arasında yatan
Her ilkbahar sonrasında
Hüzünlü bir sonbahar başlar
Sarı yapraklar koybolur gider bilinmeyene,
Her ilk baharı bekleyen gibi,
Elbet sonbaharı da vardır bekleyen
Kabülümüz gelecek sonbaharlara da
Kokuşmaya başlamış bir beden
Eli yüzü yara içinde,
Her organdan bir baş çıkmış
Tanımıyor beyni,
Al gülüm, ver gülüm devri
Bir el çalıyor, bir göz görmüyor
Memurun en mesut günü göreve başladığı ilk gündür
Üzerinde sarar takım elbise, ayağında parıldayan ayakkabı
Cebinde çift maaş, dünyalar onundur o an
Kurulur masasına
Yan servisdeki ağabeyleri gelir hayırlı olsuna
Çayın biri gitsin beşi gelsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!