Nüfus kayıtlarında Beyşehir görünmesine rağmen Ankara doğumlu. Halen bir kamu kuruluşunda görev yapıyor.
Şiirlerinin pek azı gerçekte yaşadıklarını yansıtır. Şiirlerinde genelde ulaşılamayan sevgiliye, 'pia'ya duyulan özlem vardır. Aşk, Platon'dan miras kalmıştır. Sonunda tüm yollar yalnızlığa çıkar. Kelimeler hayallerinden sıyrılır, anlamlanır ve sonunda ölür.
Sosyal içerikli şiirleri yok denecek kadar azdır.
Aslında çok şey söylemeye de gerek yok.
'Gül rengi susuşlar mıydı soluklanan yüzünde,
Yoksa gizi çözülemediğinden eprimiş kelimeler miydi
Yerine yenisini koyamadığım...'
Son olarak: Şair 15 Temmuz 2002 tarihinde Platon'un mirasını reddetmiştir. Bu dönemden sonra yaşadıkları ve yazdıkları tamamen gerçek ürünüdür. Adı mı? Sanem...
Yıl 2009... Aylardan Temmuz...
Artık iki kızı var: Naz ve Nil...
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Şiirlerninzi yeni okumu fırsatı buldum. İçerik olarak çok başarılı. Ancak birşey dikkatimi çekti. '15 Temmuz 2002 tarihinde Platon'un mirasını reddetmiştir. Bu dönemden sonra yaşadıkları ve yazdıkları tamamen gerçek ürünüdür. Adı mı? Sanem...' diyi bir not düşmüşsünüz. Yani gerçeğin başladığı yerden ...