Tenim buğday idi oldum ben kara
Gönlümde yara açtı gurbetin Urfa
Güneşin başka bir dert soğuğun başka
Yanıyorum Urfa ben yardan ayrı
Üşüyorum Urfa anadan ayrı
Ne kadar da gitmeye hevesliydim ben
Gittim şimdi burdayım ama nereye
Uzaklaştım her adımda sanki kendimden
Kaybettim ben beni bilmem nerede
Aradığım neydi ki bir başkası mı
Kalmadı bende artık o eski neşe
Yüzüm resimlerde bile gülmüyor artık
Gamzeler kayıp yüzümde, sanki bilmece
Gözyaşlarım ardından dinmiyor artık
Ben artık benliğimden uzak biriyim
Sorular soruyorum kimliği belirsiz, kendime...
Sorular soruyorum içinde ben "O"lmayan...
Sorular soruyorum cevabı belirsiz...
Sorular soruyorum kendi kendimi yargılayan.
Bir cevap istiyorum şimdi tüm sorularıma,
Seyrusefa etmek için Cenneti Âla'da
Evvel iman gerek kalp ile Allah'a
Yeise kapılma sen bu dünyada
Rahmeti Rahmana el aç yalvarda
Ümidini baki kıl günahkar olsanda
Sevdiğim çekingen titrek ve korkak
Bir o kadar da ateşliydi o dudakların
Öpmek seni, ateşi harlarcasına ama doymamak
Yetmiyor sevdiğim yetmiyor canım
Sevdiğim gözlerin Cennet bahçesi
O yârin aşkıyla içtiğim bade
Bilmezdim zehirmiş şerbet görünmüş
Kavuşmak ümidiyle daldım hayale
Bilmezdim gurbetmiş vuslat görünmüş
Yare giden yollarda yürür iken ben
Sevdiğim yollarda gelirken sana
Düşündüm durdum fikir yokladım
Değermiydi bunca yol bu kadar çaba
Bir gidiş bir geliş çok hesapladım
Ne olurdu senden gitmek olmasa
Muallakta kalmışım iki yol var önümde,
Biri eski patika taş, diken ve çakıl.
Yürürisem birdaha eski günler hatrına,
Biliyorum o taşlar yine gönül kanatır.
Diğeri yeni bir yol, bir muamma deryası,
Ben o yari gördüm bugün rüyamda
Beni bir ağyar ile sınav ederdi
Yarim bilmezmi ki benim dünyada
Ondan başkasını gözüm görmez ki
Düşmedim ağyarin ağına yarin gözünden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!