Bilmiyorum nerdeyim,
Bir ana kucağı
Belki bir mezar yatağın içindeyim...
Bilmiyorum nerdeyim,
Bir şehrin içinde
Bu şehir boğuyor artık,
Nereye gitsem görmek istemediklerimle dolu...
Düşmek iyidir aslında,
Kalkarken ne yapman gerekeni biliyorsun en azından.
İyidir bazı düşüşler...
Evveli meni ahiri leş insanoğlu
Meydana gelişin ve ne hale geleceğin belli iken
Şu bedeni ruh ayakta tutuyorsa
Ve o da terk edecekse
Neyimiz tam ki?
Şeb-i yelda(en uzun gece),
Bitmeyen ehl-i hayalin soğuk yorganı...
Ey gülün efendisi !
Kalemimin kelimelerin ağırlığı altında omzu çökmüş
Sayfalarımın ömrü dolmuş,ihtiyar beli bükülmüş
Mısralarımın okyanus gözyaşları kurumuş
Sana yazılan şiirlerin boynu bükülmüş
Hasret kaldı yüreğimin yetim çocukları her tarafı sen kokan gül bahçesine
Şimdi mısralar konmalı zarif omuzlarına
Tüy kadar hafif okyanus kadar derin manalarla
Sinmeli uzakların getirdiği özlemin kokusu saçlarına
Dönmeli etrafında ne varsa kendi sarhoşluğuna
Şimdi şiirler konmalı yüreğinin ince belli dallarına
Yürüdüm,
Şehrin kimsesiz yolsuzlarında...
Hani öyle yolsuzlarda değil ;
Taze toprak kokan yolsuzlarda,
Düşüncelerimdeki kasvetli bulutlarından
Çiğ tanesi düşmüş goncaların yanından,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!