Ferfene'nin Türküsü
Dağlar beyaza bürünür, karlar düşer,
Köy yolları kapanır, sessizlik çöker.
Kış gelirken köy odası şenlenir,
Ferfene vakti gelir, gönüller sevinir.
Kazanın başında bir hindi kaynar,
Pilav suyuna, hoşaf yanı başında.
Oyunlar başlar, şen kahkahalar,
Ferfene'nin ruhu dolup taşar.
An Taşı’ndan Beddem Ateşi’ne,
Birdirbir’den Çelik Çomak’a,
Her oyun bir hatıra, her kahkaha sıcak,
Geceye damgasını vurur eski şarkılar.
İğneye ip saplayan mahir eller,
Yoğurt yerken yarışan gülen yüzler,
Sazın teline vurur usta eller,
Ferfene’nin ruhunda aşk ve sevinç gizler.
Türküler dolaşır kulaktan kulağa,
Maniler, taşlamalar, gönüller kaynağa,
Şairler dile gelir, aşıklar sazıyla,
Ferfene’nin hatırası düşer yüreklere.
Oyunlar bitmez, eğlence sürer,
Ceza şakaları, dostluğu büyütür,
Yeni gelen dayak yer, ama gülüşür,
Ferfene’nin dostluğu, yürekleri örer.
Kaz tirit olur, sofralar kurulur,
Ayranlar içilir, hikayeler anlatılır.
Her yudumda, her lokmada bir anı,
Ferfene’nin mirası, geçmişin tanığı.
Kışın soğuğu dışarıda bırakılır,
Köy odasında dostluk ısıtılır.
Ferfene bir bağdır, kopmaz kökleri,
Gerede’nin ruhudur, taşıyan gelenekleri.
Bu kültür mirası, yaşar ve yaşatılır,
Köyler arasında sevgiyle aktarılır.
Ferfene’nin türküsü, dilden dile dolaşır,
Gönüllerde hatıra, yüreklerde iz bırakır.
…………………………………………….
Karlı dağlar üstümüze çöker,
Gerede'nin yolları kışa döner.
Köy odasında yankılanır eski sesler,
Ferfene'nin zamanı gelir, içimiz can ciğer.
Bir araya gelir köyün delikanlısı,
Hindi pişer, pilav olur, kazan kaynar,
Oyunlar başlar, neşe dolu saatler,
Ferfene, geçmişten bugüne taşınan hatıralar.
İğneye ip saplamak, yoğurt yemek,
Beceriler sergilenir, yoktur çekinmek.
Mızrab vurur saza, türkü yankılanır,
Mahalli şairler dile gelir, gönüller ısınır.
Cezalı oyunlar, tatlı şakalar,
Dayak yiyen yenilere gülüşmeler.
Ama her şey kardeşlik, dostluk içinde,
Ferfene, köyleri birleştiren bir zincir.
An Taşı’ndan İp Atlama’ya,
Birdirbir’den Çelik Çomak’a,
Her bir oyun, eski günlerin yadigarı,
Unutulmaz hatıralar dolu, köy odasında.
Hindi pişer, pilav suyuna katılır,
Tirit yapılır, yufkalar bölünür,
Sofralar kurulur, içilir ayran,
Ferfene, bir kültür mirası, hala yaşayan.
O eski türküler, maniler, taşlamalar,
Uzun havalar, oyun havaları,
Her biri bir hatıra, bir gönül sesi,
Ferfene, köylerde yankılanan bir nefes.
Köy odasında yankılanan bu ses,
Gerede’nin, köylerin eski hikayesi.
Birlik ve beraberlik içinde yaşatılan,
Ferfene, kuşaktan kuşağa aktarılan.
Mızrab: Mızrap ya da tezene, telli çalgıları çalmaya yarayan, kemik, maden, plastik veya özellikle kiraz ağacından yapılan alettir.
Kayıt Tarihi : 20.1.2025 12:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.