Hayat saygı duymuyor, değer verdiğimiz şeylere.
Yaşamak ise, bir numaralı, suç ortaklığı yapıyor, bu katletme şölenine.
Kestiremiyor haliyle insan, kim nerede duruyor, kim nerede, kim kimin ile.
Ve sevmek ise sefil bir köle olarak kalıyor sadece, sevilemeyen bir emekçi statüsünde...
Nasıl bir özlem duyar ki insan geçmişine
Böyle sövercesine geleceğine
Ve nasıl bir beden taşır ki o kafayı
Acımadan duvarları dövercesine
Sarı bir hat üzerinde sürmekteyim yoruldum
Son bir yankı vardır ya kulaklarında kalan.
Az önce dinlediğin, ruhunu derinden etkileyen.
O hoş Senfoni,nin en hüzünlü, en ağlamaklı üyesi, yıpranmış bir Keman,ın kulak tırmalayan çığlığıdır.
Ağlayarak geçer insanın akıl diye adlandırılan, Kafatası,nın gölgesinde barınan, o derin ve karanlık Vadi,den.
Her bir adımı başka bir Nota,yı vurur.
Her ayak sürtmesi yeni çizikler açar, o karanlık Vadi,de ışık sızdıran yeni çizikler.
Bir akşam daha düşüyor gözlerimden
Kurumuş gözyaşlarıma sataşan
Bir akşam daha düşüyor gözlerimden
Çıplak bir çocuk emsâli ağlaşan
Yakalarımızdan düğmeleri sökmek sandık Bağrımızı delikanlıca bilinmeze açmayı
Ondandır kavuşturamamız
Kalplerimize açılan derin yarayı
Düğmesiz iki yakayı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!