gel gelelim
tam o son çiviyi çakacakken,
…..
yeşil feraceli bi hatun,
karşıdan geçiyordu
ister-istemez gözüm ona takıldı
o arada çiviyi kaydırmış olmalıyım
sağlam olsun diye çok çivi kullandığımdan
başka da çivi kalmamıştı
o yeşil feraceli hatun;
yeşil feraceyi giymeseydi
o gün, o saat, oradan geçmeseydi
çivi yanlış çakılmayacaktı
balkon korkuluklarında da
bir gusur olmayacaktı
vatandaş düşüp
ayağını kırmayacaktı
o yüzden bir suçlu varsa
o da o yeşil feraceli kadındır”
“-tiz bulun o yeşil feraceli hatunu
ne menem bir şeydir”
koşmuş zaptiyeler alıp gelmişler
yeşil feraceli hatunu
kadı efendi ona da esmiş yağmış
suçunu usulen anlatmış
“-… bak yavrum, nur-a aynım
şayet
sen bu göz gamaşdırıcı yeşil feraceye bürünüp
Aziz Ağanın konağının
oradan geçmeseydin
o çivi sağlam çakılacaktı
vatandaş düşüp sakatlanmayacaktı
şimdi ben kendi elcağızımla
seni demir parmaklıkların arkasına
nasıl göndereyim
bu bana yapılır mı,
benim ne günahım var
ne edeyin ben hinci”
…
Kayıt Tarihi : 17.11.2007 16:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!