'Aşağıda okuyacağımız, Avrupa topluluğuna girmek isteyen Türkiye’mizde, feodal kültürün kırıntılarından alınan gerçek bir yaşam öyküsüdür. Olay doğunun başkenti Kars’ta yaşanmıştır.'
*******
-Ooo cinciloş, hos geldin, nasılsın, ne zaman geldin?
Sarılmak istedi cincoloş ağabeyisine Garibe, fakat ağabeyinin gergin duruşuyla soğukca tokalaştılar. Sanki iki kardeş değilde yeni tanışan iki yabancıydılar. Garibe onun duvar gibi katı duruşundan, duvara çarpılacakmış gibi hissetti kendini. Ağabeyinin bu soğukluğu karşısında biraz şaşırmıştı, ama kendi kendine: “zaten abim soğuk biriydi” diyerek geçiştirmişti.
Hastahane koridorunda karşılaşmışlardı iki kardeş. Kaç yıldır birbirlerini görmemiş olmalarına rağmen, aralarında hiç bir özlem yoktu. Ağabeyi oldukça kilo almış besili bir kazı andırıyordu. Yaşlanmıştı da… Yürürken, kazların yalpalaması gibi, bir sağa bir sola sallanıyordu. Et tokmağını andıran burnu, yüzünün tam ortasında kocaman antik bir nesne gibi duruyordu. Yüzüne bakıldığında insanın gözüne ilk çarpan organıydı burnu. Bir elide burnundan hiç inmiyordu. Belli ki burnunun büyüklüğünü ilerlemiş yaşına rağmen kabul edemiyordu cinciloş. Eliyle onu saklamaya çalışıyordu sanki. Garibe ağabeyinin hiç değişmeyen bu haline gülümsemiş, “hâlâ maden bulamadın mı abi” diye takılmıştı.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Güzel bir paylaşım emeğinize yüreğinize sağlık...Emrah Kıvanç
Sevgili Özbek; Feodal kırıntılar diye bir ifade ile başlayarak okuru yönlendirmişsiniz. Bu nedenle; sosyolojik bir yaklaşım, vurgu, ya da analiz ihtiyacı doğuyor. Öykünün geçtiği ortamı ve o ortamda yer alan, büyüyen, yaşayan eril insanları feodal tutuculukla suçlayan bir bakış oluşturuyor bu durum. Oysa öykünün içine girildiğinde eril kahraman için sosyolojik açıdan çok psikolojik açıdan analiz gerektiği kanısına ulaşılıyor. Öykü yaşanmışlıktan yola çıkan değerli bir paylaşımı barındırdığı için oldukca sağlam bir kurguya sahip. Yemlik toplama sırasında ki doğaya ilişkin betimlemeleriniz ise çok akıcı ve yazının bütünündeki durağanlığı gerilimi hafifletir nitelikte. Bence öykülerinizin gücü kendini ifade ederse daha iyi olacaktır. Sizin okuru yönlendirmeniz öyküden beklentiyi değiştiriyor. Konu, kurgu ve dil açısından başarılı bir öykü olmuş. Kendisini okura anlatıyor zaten daha fazlasını yüklemek hem okuru yoran hem öykünün taşıdığı değeri daha fazlası için zorlayan bir durum yaratmış. Yerel dili kullanma yetiniz dikkat çekici boyutta başarılı. Güzel bir paylaşım için teşekkür ediyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Yeni öykülerinizi de paylaşmak umuduyla başarılar diliyorum. Hoşcakalın
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta