Fenerbahçe-Galatasaray Rekabetindeki As ...

Ünal Beşkese
1008

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Fenerbahçe-Galatasaray Rekabetindeki Asalet

Bu hafta sonunda, spor camiamızın merakla beklediği bir futbol müsabakası var, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında...Bu iki güzide kulübümüz, 100 yıllık bir rekabet içinde defalarca karşı karşıya gelmişler futbol sahalarında ve defalarca yenmişler birbirlerini. Ne var ki, ikisi de, yenildikleri zaman da büyüklüklerinden hiçbir şey kaybetmemiş ki, bugün hâlâ Türk Sporunun en büyük iki çınarı olarak şerefleriyle ayaktalar...
Ben, bu yazımda, son zamanlarda, toplum yaşamımızın her yönünde olduğu gibi sportif alanda da yaşamakta olduğumuz yozlaşma döneminden önce, bu rekabetin ne kadar asil duygularla bu günlere geldiğini gösteren iki anımı nakledeceğim.

1-
Bizzat yaşadığım bir anı;

1940 lı yılların ikinci yarısıydı, henüz ilkokul 3. sınıftaydım. Babamın, inşaat malzemeleri satan bir işyeri ve bunları nakleden bi kamyonu vardı.
O gün, öğleden sonra, Kadıköy'de, Fenerbahçe'nin o zamanki ahşap tribünlü stadyomunda, Fenerbahçe ile Galatasaray bir kez daha karşılaşacaklardı. Babam, beni, işini yoluna koyduktan sonra o maça götüreceğinden, sabah evden birlikte çıktık.
Şimdiki Moda Camii'nin olduğu yerlerde bir inşaata, kamyonla tuğla nakledildi. O zamanın tekniğinde,tuğlalar kamyondan elle boşaltıldığından, epey bir süre bekleyecektim. Bu arada, inşaatın hemen yakınındaki çayırda, top oynayan birilerini gördüm ve yaklaşıp izlemek istedim. Biri esmer, biri sarışın iki delikanlı, taşlardan yapılmış bir kalede duran bıyıklı ve çok şakacı bir başka delikanlıya şut çekiyorlar, onu çalıştırıyorlardı.O günlerde futbol 18 parçalı, dikişli ve içinde ucu memeli lâstik bir iç olan meşin toplarla oynanırdı. Lâstik iç şişirildikten sonra, meme, ayakkabı bağcığı gibi karşılıklı delikleri olan bir dilimden içeri sokulur ve sırım bağcıkla bu parça sıkıca kapatılırdı. Bu topa, değil sahip olmak,bir kere vurabilmek bile biz çocuklar için büyük bir hayâldi.
Bir ara top, benim izlediğim yere doğru gelince sevinçle koşup topu aldım ve şut çeken ağabeylere yaklaşarak onlara doğru vurdum. Ve işte yaklaştığım zaman gördüğüm ağabeyleri hemen tanıdım. Bunlar, şekerleme kâğıtlarından resimlerini görüp ezberlediğim kişilerdi.
Fenerbaheli sağaçık Erol Keskin ve santrafor, rahmetli Suphi Ural'dı bunlar.
Fakat anlamındaki yüceliği sonradan idrak ettiğim olay, Fenerbahçe'nin bu iki unutulmaz forvedi, öğleden sonraki maça, taşlar arasındaki kalede duran o bıyıklı delikanlıyı, Galatasaray kalecisi rahmetli Osman İncili'yi hazırlıyorlardı...
İşte, Fenerbahçe-Galatasaray rekabetindeki ölümsüz asalet, buralardan geliyor. Tribünden atılan şişeler bile kirletemez bu büyük dostluğu.
Tabii Fenerbahçe'liliğin ve Galatasaray'lılığın ne büyük değerler olduğunu idrak edebilenler için....

2-
Birinci elden dinlediğim bir anı;

Lig şampiyonluğunu etkileyecek çok önemli bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı için, her iki takım da kampa girmişti. İşin ilginci, iki takım da aynı otelde, Yeşilyurt’daki “Çınar Otel”de kamp yapıyorlardı.
Maçtan önceki gece Fenerbahçe’nin o zamanki başkanı rahmetli İsmet Uluğ (Yavuz İsmet) ,hem bir ziyaretle moral vermek, hem de takımın son durumu hakkında bilgi almak için otele geldi. Saat on buçuk civarıydı. Kapıdan girdiğinde, lobide, kendi aralarında kâğıt oynayan Galatasaray’lı futbolcuları gördü. O an, sanki top oynadığı dönemlerin “Yavuz İsmet”i gibi gürledi: “—Siz ne biçim Galatasaraylısınız? Saat 11’e geliyor, sizin yarın Fenerbahçe maçınız var ve siz hâlâ burada kâğıt oynuyorsunuz. Uykusuz kalacaksınız. Çabuk çıkın odalarınıza ve iyi uyuyun, yarın sahada dinç olmalısınız...”
Bunu Fenerbahçe başkanıydı söyleyen ve Galatasaraylı futbolcular da, hiç itiraz etmeden kalktılar oyundan ve odalarına gittiler...
O zamanlar, Fenerbahçe Başkanlığı, Galatasaray Başkanlığı, parayla, kulisle değil, şanla şerefle gelinen mevkiler idi ve o başkanların şahsında, bu iki büyük camianın onuru temsil edilirdi...

Ömrümün 40 yıllık bir diliminde, bir Fenerbahçeli olarak, tüm Fenerbahçe-Galatasaray maçlarını, yanımda Galatasaray'lı arkadaşlarımla beraber, nerede yer bulursak, bazen Fenerli taraftarların yoğunlukta olduğu bir bölümde, bazen de Galatasaraylı taraftarların arasında izledim. Fenerbahçe kazanırken ben edebimle coşkumu sergiledim, Galatasaray kazanırken de Galatasaray'lı arkadaşlarım sevinçlerini gösterdi. Ne biz birbirimize kötü bir söz söyledik, ne de başkaları bize sataştı. Çünki o zamanlar, bu iki İstanbul takımının maçlarını seyreden İstanbul’lulara, taşradan gelme bir arabesk kültürü henüz bulaşmamıştı, holiganizm denen çirkin ve aptal hastalık bilinmiyordu bile... Fenerbahçelilerin, rakibi kızdırmaya yönelik en etkin tezahüratı, tribün liderleri olan Manol’un yönetiminde “Bir baba hindi” tezahüratıydı.
Galatasarayın tribün lideri ise, “Karınca Ezmez” lâkaplı, Şevki adında gerçek bir Galatasaray âşığı idi ve her maçtan önce, tepeden tırnağa sarı-kırmızı renkli giysileri içinde ve elinde koca bir Galatasaray bayrağı ile, Fenerbahçelilerin bulunduğu tribüne giderek Fenerbahçe taraftarını selâmlarlardı ilk olarak...Ve küfür veya darbe değil, sadece alkış alırdı Fenerbahçelilerden...

Zaten o zamanlar, sarı-kırmızılı klübün adına, şanıyla, şerefiyle Galatasaray denirdi, ne yayın organları ne de spor camiası, bu şerefli adı “Cim-Bom”a çevirecek kadar banallaşmamıştı ve en önemlisi de, insanlarımızın “kazanmak” tan daha üstün tuttuğu bazı değerler vardı...
Saygılarımla...

Ünal Beşkese

Ünal Beşkese
Kayıt Tarihi : 23.10.2009 14:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kimden: Yaşar Saim Aslan (Bay, 53) Kime: old Tarih: 23.10.2009 15:04 (GMT 2:00) cok teşekkürler Ünal Bey. olayınız benden doğmadan 16 yıl evvelmiş. maşalah. fakat sizin hayalleriniz bizim de hayallerimizdi. yırtık corapları sanayi artığı pamuklara doldurup iki ucunu dikerek top yapar da oynardık. harikasınız..... varolunuz. _______________________________________________________- Kimden: Serap Şen 1 (Bayan, 40) Kime: old Tarih: 23.10.2009 16:03 (GMT 2:00) artık güzel olaylarda bile ne kadar tahammülsüz olduk........ çok değerli bir paylaşım teşekkürler Ünal hocam saygılarımla _________________________________________________________ Kimden: Sevda çiçeği (Bayan) Kime: old Tarih: 23.10.2009 17:27 (GMT 2:00) Her zaman demişimdir efendim. Ne varsa eskilerde var artık. Her şey yozlaştı, her şey değişti. Saygılı, sevgi dolu, kendi gibi başkalarını da düşünen o güzel insanlar o kadar azaldı ki, üzülmemek elde değil. İnsanlar neden böyle oldular anlamak mümkün değil. Anılarınızı ilk fırsatta toplayın ve bastırın efendim. Yaşınız çok fazla olmasa da, hafızanızda o kadar çok şey var ki, onları ne olur bizlerle paylaşın. Bastırmayı düşünmüyor musunuz? Kitaplarınızı, bir an önce okuyabilmek şansından bizleri mahrum etmeyin... Siz bir deryâsınız...Saygı ve sevgilerimle, sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum. tam puanımı kabul edin lütfen. Sevda Çiçeği... ____________________________________________________________ Kimden: Yaşar Saim Aslan (Bay, 53) Kime: old Tarih: 23.10.2009 15:04 (GMT 2:00) cok teşekkürler Ünal Bey. olayınız benden doğmadan 16 yıl evvelmiş. maşalah. fakat sizin hayalleriniz bizim de hayallerimizdi. yırtık corapları sanayi artığı pamuklara doldurup iki ucunu dikerek top yapar da oynardık. harikasınız..... varolunuz. ____________________________________________________- Kimden: Gökhan Aynacı 1 (Bay, 22) Kime: old Tarih: 23.10.2009 20:05 (GMT 2:00) hocam anılar güzel ama bu derbi kıran kırana geçer ben bir beşiktaşlı olarak bu maçında geçmiş yıllara damga vuracağını umuyorum belki bir fark olayı daha çıkar bu maçta büyüklerin liradan 6 sıfır atmakla kurtardığı gs yi mazinin kurtarmadığı gibi bu kezde tersini yapabilirler :) _________________________________________________________ Kimden: sude öğretmen (Bayan, 47) Kime: old Tarih: 23.10.2009 15:20 (GMT 2:00) Zaten o zamanlar,sarı-kırmızılı klübün adına,şanıyla,şerefiyle Galatasaray denirdi,ne yayın organları ne de spor camiasır,bu şerefli adı “Cim-Bom”a çevirecek kadar banallaşmamıştı ve en önemlisi de, insanlarımızın “kazanmak” tan daha üstün tuttuğu bazı değerler vardı... Sevgili Ünal Beşkese,toplumuzda her konuda bir yozlaşma söz konusu maalesef. Nerde o eski günler dedirtiyor.. Keşke herşey ve her kes sizin gibi eski asaletini ve zerafetini muhafaza edebilse. Güzel yazınız da,zarif yüreğinizin bir tezahürü.. Kaleminiz dert görmesin. Manolyalar açmış yine. Çok güzel bir gün diliyorum size..... ________________________________________________________ Kimden: Figen Meltem Ege (Bayan, 89) Kime: old Tarih: 24.10.2009 01:04 (GMT 2:00) gülümseyerek,ama hüzünle okudum. o zamanlar yokluk vamış ama,onca yokluklara rağmen insanlar hayatı hakkını vere vere,azla yetine yetine yaşamayı bilmişler... şimdi herkes doyumsuz..hayatlar ucuz..emek yok..emeğe saygı yok... ve yaşamak çok tatsız tuzsuz geliyor insanlara.. hiç birşeyin değeri de bilinmiyor:( ____________________________________________________- Kimden: kardelen1954 (Bayan, 57) Kime: old Tarih: 18.03.2011 20:44 (GMT +2:00) Futboldan hiç haz etmem ama ilgiyle okudum.paylaşım için teşekkürler _____________________________________________- Kimden: Bahar Toprak 1 (Bayan, 34) Kime: old Tarih: 18.03.2011 13:08 (GMT +2:00) ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HOCAM..PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN.........KEYFLE VE MERAKLA OKUDUM............BEN DE BİR GALATASARAYLI OLARK, YAZDIKLARINIZA SONUNA KADAR KATILIYORUM...HATTA BU YAZDIKLARINIZ SADECE SPOR ALANINDA..AYNI ŞEYLER BİÇOK ALANDA OLUYOR ASLINDA..TEKRAR TEŞEKKÜRLER _______________________________________________- Kimden: İsmail Sağır 1 Kime: old Tarih: 19.03.2011 10:36 (GMT +2:00) TŞK ÜSTADIM.. _________________________________- Kimden: 38 savunma Kime: old Tarih: 20.03.2011 16:47 (GMT +2:00) O günlerin asaletini şimdi bulmak mümkün değil,birbirlerini fırsat bulsalar bir kaşık suda boğacaklar maalesef bizlere de sadece bu güzel anıları okuyup derin bir ahh çekmek kalıyor Mesut Özbek _______________________________________________ Kimden: Mubin-Kitap (Bay, 73) Kime: old Tarih: 08.11.2013 18:43 (GMT +2:00) ....Ey benim güzel üstadım, Ben ilk defa 16 yaşında dolmabahçe stadyumunda, Galatasaray ve Fenerbahçe maçına gidebilmiştim. Ancak 1956 da nasip olabildi, Eniştem Galatasaray genç takımında kısa bir süre oynamış daha sonra bazı nedenlerle ayrılmış olduğundan, Galatasaraylı damarı ve merakı vardı bu yüzden beni de götürmüştü, o zaman meşhurları görebilmiştim. (Kadri ve Lefter gibi) Ama ben Beşiktaşlıydım. Çünkü Nüfusumda Beşiktaş yazılı elim mecburdu.. Üstadım saygılarımı sunuyorum.. Rabb'im sizleri muhafaza ve bir de muvaffak eylesin. SELAMLAR ____________________________________

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Halenur Kor
    Halenur Kor

    Saygıdeğer Ünal Bey, bu anılarınız, yazdığınız bu belge niteliğindeki yazınız, eski günlerde insanların ne kadar nazik ve saygılı olduğunu gösteriyor.
    Beden eğitimi öğretmenimiz, rahmetli Orhan Kadıgil, ‘bir sporcu centilmendir’ derdi. ‘Müsabakaların sonunda, yenmek gibi yenilmek de vardır. Yenen takımın centilmenliğini göstermesi, yenilen tarafı asla incitmemesi gerekir’ derdi. Bu sözleri hiç unutmadım.
    1966 veya 1967 yıllarıydı sanırım. Eskişehir’de Bursaspor ve Eskişehirspor’un maçı vardı. Benim spora düşkünlüğümü bilen eniştem, maça beni de götürmüştü. Büyük bir heyecanla ilk defa böylebir maç seyrediyordum. Coşkuyla bağırışlarımı, yüzümün güneşten çok yanarak kıpkırmızı eve döndüğümüzü hatırlıyorum. Fakat, o maçtan sonra, iki tarafın taraftarları büyük bir kavga çıkarmışlardı. Karşı tarafın arabaları taşlanıyor, küfürler ediliyor, insanlar birbirinle düşmanmışcasına kavga ediyorlardı. Çok büyük bir hayâl kırıklığı oldu bu bana.
    Sizin o güzel anılarınızda yazdığınız, o saygılı, sevgili ve nazik insanlara ne olmuştu böyle? Hiç bir insana böyle davranışlar yakışmaz ama, herkese örnek olacak bu insanlar, neyazık ki çok kötü davranışlar sergilemişlerdi.
    Bir daha asla maça gitmedim.
    Oysa, maç sonunda yenilen taraf, kazanan tarafı kutlasa, diğeri de onlara şans dilese ne olur?

    Bu güzel anılarınızı bizlerle paylaştığınız için gönül dolusu teşekkürler… O güzel maçları yine görmek nasip olur inşallah insanlara… Unutulmaz anılar bunlar, dilerim ders olur… Selamlar, sevgiler ve saygılar efendim…

    Cevap Yaz
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar

    Zevkle okudum anılarınızı. O eski günlerin asaleti dostluk, paylaşımlar şimdide olabilseydi keşke..Gittikce duyarsız oluyoruz sanırım. Kaleminize sağlık. Saygılar..

    Cevap Yaz
  • Nehir Özen
    Nehir Özen

    her ne kadar fanatik seviyede taraftar olmasam da bir galatasaraylıyım, çocukluğumdan, abimin öğrettiği yıllardan bu yana..
    ben tek üzen şey, maçlar sonrasındaki yorumlarda her cümlede bir hakaret kelimesinin olması.. ne yenen de ne de yenilende saygı kalmamış..

    anılarınız çok güzeldi Ünal hocam, zevkle ve merakla okudum.. teşekkürler, saygılar..

    Cevap Yaz
  • Şükrü Topallar
    Şükrü Topallar

    Sizin kadar kıdemli olmasamda bende 55 yıllık Galatasaray taraftarıyım.Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı arkadaşlarımla yan yana beraber maç seyrederdik.Hiç bir tatsızlık yaşanmazdı eskiden.Bu gün hem taraftarlar, hemde futbolcular centilmenlikten uzak davranışlar sergiliyorlar.Şükrü Topallar

    Cevap Yaz
  • Emine Tokgöz
    Emine Tokgöz

    Futboldan hiç haz etmem ama ilgiyle okudum.paylaşım için teşekkürler

    Saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (20)

Ünal Beşkese