Fenalık geçiriyor şehir gözlerimde

Dışarısı yaşamak
Özgürlüğü
Yeşili ve
Aşkı...

Kilitli kapılar ardında
Perdeler çekili...
İçerisi loş ve
Sessizlik
Dağılıyor ışıkla odaya...

Ve çocukların çığlıkları
Yerlebir ediyor sokakları
Ve kırlangıçlar
Haylaz kanatlarıyla
Dalıveriyorlar
Aşağılara..

Kül tablası,kaderi
Soğumuş çayın
Bir köşede
Baş ağrısı
Ve yığılmış kitablar
Bir defteri anlayacak kadar
Kaleme...
Sargısız geçiyor düşünceler
Yaralı kaldıkları
Masallardan...

Biraz daha yürüsen bu sokaklardan
Yolun gecekondulara çıkar
Biraz daha yürüsen
Çicek ağaçlarda
Örtünmeden hiç bir şeyi
Sere serpe uzanarak
Kırmızı kiremitlerin
Yanı başında
Güpegündüz açacak
Ve kokacak
Kalbin
Koşarken ardından
Anadan doğma
Hüriyetin
Diyor tabelalar...

Terbiye etmek meselesi mi?
Kazanmak herşeyi
Ve itibar için
Anferinler dünyası
Sabah işe gitmeler
Alışveriş çantası
Günlük hesablar
Masraflar...
Mavi önlüklü çocuk çok mu sever
Ütülü gömlek
Üstü takım elbiseyi...

Bu su çoşar
Ve yüksek yerden düşer
Bahar geldiğinde
Sanki basmışsın damarına kudurur
Bu su
Yüksekten
Düşer
Ve isterse ışık verir
Bir şehire
Ama...

Odaların terli dünyası
Yorgun karanlığından perdelerin...
Ve eksik
İçten
Herşey feda
Dostluklarından
Bizim oraların
Uzak...
Uzak saatsiz ve mesafesiz aşklardan...
Uzak kimsenin gasp etmediği
Yalnızlıklardan
Hesaplardan
Masraflardan...

Yorgun karşılaşmaktan ölü şairlere
Bastırdığım kalbimde
Ve hala dipdiri acı
Kırgın
Sevmenin
Tek kişilik
Gizemli yüzüne...

Dışarısı yaşamak
Yeşili ve özgürlüğü
İçerdeki
Elleri kelepçeli
Yalnızlıkta
Bu yalnızlık
Adam
Kadın
Ve yahut çocuk
Ve yahut
Bu su
Alıp bu şehri
Yok etse
Yeridir...