Böyle olunca da kölenin, köleci dönem öncesi evrede, efendi ve kölesi olmayan sürecin ortak yaşamlı geçmişi anlaması ve anlatması olanaksızdı. Köleci dönem içinde izanı olmuş köleye; kendi öncesinin kodlarını taşıyan, kendi öncesinin anlatımları, fantezi geliyordu. Köle kendi öncesinin ortaklaştıran alan yapısı içinde şimdiki, efendi ve köle şeklinde bir yaşam ilişkisini bir türlü bulamıyordu. Bulamadığı için de geçmişi, anlayamıyordu.
Ön ittifaka dek anlatılanların içine kendisini ve efendisini koyduğu zaman, köleci dönemden öncesine değin anlatılanlar, kölemize anlaşılmaz oluyordu. Ama Mamon’u, kendi öncesine bir “karşı tez” oluşuyla görebilen göz için sorun yoktu. Ön ittifakın ortaklaştırışı olup; mal-mülk sahibi olmayan ilah yasasına karşın, köleci dönemin ortaklık kabul etmez oluşuyla; mal, mülk ve keyfi takdirlerin sahibi olan Mamon; bu karşı tez oluşun bilincini kendi içinde hıfzediyordu.
Mamon’a göre, ne demekti ortak yaşam alanı içindeki efendiyle kölenin birlikte yürümesi? Ortak yaşam alanı içinde efendinin -köleyle birlikte yaşadığı gibi bir algı ve ortaklık; köleye de, efendiye de akıl almaz bir hayalin masal oluş istifhamlarını oluşup; bu kabil sapık düşünceler! Olma kaygısı köle ve efendinin kafasında, tövbe edişin şimşek çığ lamalarını yaratıyordu.
Bir yanda köleci sistem gibi verili bir ideoloji içinde olmak; diğer yandan da tarihin ve sosyal evrimin tabii şartlarından referansla ön ittifakın ve ön ittifak öncesinin anlatımlarını kapmak. Köleci sistemin kendisine özgü kıyaslarına göre bunu; Mamon’cu mana anlamasına çevirmek. İşte bu nedenle köleci dönemin öncesi, köleci döneme hayal geliyordu. Totem dönem ve ön ittifakı dönem anlatımları şimdinin köleci sefaletine göre cennet tasımı oluşa geliyordu.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta