Gözkapaklarıma yapışıp gözbebeklerimden içeriye akan
iflah olmaz paranoyaya teslim ederken bedenimi,
yağmur çiseliyor kısacık saçlarıma…
Ve kısacık etekleriyle dört dönüyor etrafımda küçük kız çocukları…
Hepsinin de saçlarına yapışıp kalmış yaklaşan fırtınanın korkusu…
İnce ince damıtılıyor karanlık, atmosferin ücra köşelerinde
ve birdenbire dökülüveriyor her akşam Dünya’nın üzerine…
Oysa ideoloji sanılıyor içimizdeki büyük nefret
bazı felsefe sohbetlerinde!
İdeoloji sanılıyor içimizde biriken ezilmişlik
ve kaygı ve o büyük endişe:
Kim bilir ne zaman asacağız kendimizi? !
Bu mudur ideolojisi yalnız bırakılmış küçük oğlan çocuklarının,
dört dönerken etraflarında bembeyaz elbiseli küçük kız cesetleri…
Bir kara delik gibi durmadan içine çökerek güçlenen,
içimize yaklaştıkça acıya gömülen çocuklarız biz…
İnce ince damıtılıyor üzüm her seher vakti paslı imbiklerde
ve birdenbire dökülüveriyor her akşam bomboş kadehlere…
Bazıları ideoloji sanıyor
bitmiş şarap şişelerinden molotof kokteyili yapmayı,
bense her kadehte biraz daha geciktiriyorum intiharı…
Kayıt Tarihi : 7.2.2015 13:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!