gökyüzü harabeye döndü.
kan tokmakları yıkıyor
beynimin çalılıklarını.
bedenini namlunun ağzına
sermişler felluce.
kan çanağına döndü
yüreklerimiz,kuş sürüleri
yok artık semalarında,
uçağın kanadına
takıldı uçurtmaların
tankların anırması yıkıyor
duvarlarını kulaklarının.
ebu ğarib zındanın soğuk duvarları
(d) üşüyor içime kırıntılarıyla,
ölülere pasaport vermiyorlar felluce.
korumadan zeyneb'in gözleri dicle de,
halen hz.huseyn'in yaraları
kanarken fıratın gözlerinde,
kalbimdeki son kara parçasıda
sular altında kaldı felluce.
işkence tezgahlarına yatırmışlar coğrafyanı,
utanır oldu toprak suratsız yüzler taşımaktan,
gök aşağılıklara yorgan olmaktan utandı da,
utanmadı insan olmakla övünen tekerlemeler.
cehenneme sıfır acılarımız kaldıkça,
yüreklerimiz yeşerecek yumruklarımızda
gün gelir duvağını da açacağız tetiğin.
kapattılar sevdamızı şehvet tenekelerinin
bulanık kapaklarında,
kıymeti yok artık hayatın cebinden yemenin,
kavganın pasını sileceğiz hasta yüreklerden.
sesin gelmiyor ey kardeş,
ebu ğarib zındanın duvarları titriyor,
kaburgalarının çatısında kan sızıyor,
dağlanan yürekler var giyotin saatinde,
acılarımıza pasaport vemiyorlar felluce.
ketum bir yalnızlıkla büyüyorsun içimde,
unutmak yok yapılanları,
yetmez ardından ağlamak,
hüzünlü bir bulut gibi
dolaşıyor sözcükler damarlarımda
bekle felluce ölmeye geleceğiz kavganda,
varsın mezarımızda olmasın
rujlu dudaklar lanet okusunlar ardımızdan,
sevdamıza pasaport vermiyorlar felluce.
gökyüzünün yerdeki istasyonusun,
özgür olmak isteyen
bekler durağında binmek için
onur treninin son kompartmanına.
kavrulmuş buğday başağından yüzün
hırpalanmış dikenleri arasında rüzgarların,
gecenin kuşağında sıkışmış da düşlerin
rüyaların bulanıklaşmaya başladı
çocuklarının göz kapakları arkasında.
dicle yastığın olmuş,fırat yorganın
biliyorum üşüyorsun,
kadavraların çatısı kurulmuş göğsünde,
ölüm pistine dönmüş her karış toprağın,
kapatma gözlerini,bir kadının baharı
postalanırken ateş vadilerine,
yaşam prangalara vuruldu yüreğimizde,
gözyaşlarımıza pasaport vermiyorlar felluce.
yas tutmak yok
kanmak yok barış yalanlarına,
alınana dek intikamın
kanında petrol kuyusu açandan
korkmak yok artık
cehennemin artıklarıyla
besleneceğiz gerekirse.
özgürlük ölümü kapısını kırmaktır
kilidi bozulmuşsa gecede uykuların,
and olsun günün sahibine
boyun eğmek yok sana vurana,
her gözyaşında bir mezar kazıdık
zebun kuşlarının muşambadan beyinlerine.
kavruk buğday tenli gövdelerimizde
boyunları çözülmüş rüzgar takımı,
deniz sahillerimizde yüzünü yitirdi.
hiçbir kamyon taşıyamaz senin yüreğini
güneşle doldurmuşsun ceplerini yüzünün
düşlerimize pasaport vermiyorlar felluce.
biz bu dünyanın mültecisiyiz
hiroşimanın acılarına benzer acılarımız
vietnamın çocuklarıyla aynı gökte
uçurtmalarını uçurdu çocuklarımız,
ölülere pasaport vermiyorlar felluce_palo
Kayıt Tarihi : 23.6.2004 20:24:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Palo Kawa](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/06/23/felluce.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)