Felluce Şiiri - Palo Keko

Palo Keko
40

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Felluce

gökyüzü harabeye döndü,
kan tokmakları yıkıyor
beynimin çalılıklarını.
bedenini namlunun ağzına
sermişler felluce.
kan çanağına döndü
yüreklerimiz, kuş sürüleri
yok artık semalarında,
uçağın kanadına
takıldı uçurtmaların,
tankların anırması yıkıyor
duvarlarını kulaklarımın.
ebu greyb zindanının soğuk duvarları
(d) üşüyor içime kırıntılarıyla,
kerbela da yıkılan göklerden sonra
ölülere pasaport vermiyorlar felluce.
kurumadan zeyneb' in gözleri dicle de,
halen hz. hüseyin'in yaraları
kanarken fırat’ın gözlerinde,
kalbimdeki son kara parçası da
sular altında kaldı acından felluce.
İşkence tezgahlarına yatırmışlar coğrafyanı,
utanır oldu toprak suratsız yüzler taşımaktan,
gök aşağılıklara yorgan olmaktan utandı da,
utanmadı insan olmakla övünen tekerlemeler.
cehenneme sıfır acılarımız oldukça
yüreklerimiz yeşerecek yumruklarımızda,
gün gelir duvağını da açınca tetiğin
bir çift gözün olacak özgürlük,
bahçende bir ağacın da direniş.
kapattılar sevdamızı şehvet tenekelerinin
bulanık kapaklarında,
kıymeti yok artık hayatın cebinden yemenin,
kavganın pasını sileceğiz hasta yüreklerden.
sesin gelmiyor ey kardeş,
ebu greyb zindanın duvarları titriyor,
kaburgalarının çatısında kan sızıyor,
dağlanan yürekler var giyotin saatinde,
feryad eden zeynebler oldukça
hüseyn in bakışlarında
acılarımıza pasaport vermeyecekler felluce.
ketum bir yalnızlıkla büyüyorsun içimde,
unutmak yok yapılanları,
yetmez ardından ağlamak
hüzünlü bir bulut gibi,
bekle felluce ölmeye geleceğiz kavganda,
varsın mezarımızda olmasın
rujlu dudaklar lanet okusunlar ardımızdan,
dağlarımızda keklikler öttükçe
sevdamıza pasaport vermeyecekler felluce.
gökyüzünün yerdeki istasyonusun,
özgür olmak isteyen
bekler durağında binmek için
onur treninin son kompartımanına.
kavrulmuş buğday başağından yüzün
hırpalanmış dikenleri arasında rüzgarların,
gecenin kuşağında sıkışınca düşlerin
rüyaların bulanıklaşmaya başlar
çocuklarının göz kapakları arkasında.
dicle yastığın olmuş, fırat yorganın
biliyorum üşüyorsun,
kadavraların çatısı kurulmuş göğsünde,
ölüm pistine dönmüş her karış toprağın,
kapatma gözlerini, bir kadının baharı
postalanırken ateş vadilerine,
yaşam prangalara vuruldu yüreğimizde,
başımız dik dolaştıkça savaş meydanlarında
göz yaşlarımıza pasaport vermeyecekler felluce.
yas tutmak yok
kanmak yok barış yalanlarına,
alınana dek intikamın
kanında petrol kuyusu açandan
korkmak yok artık
cehennemin artıklarıyla
besleneceğiz gerekirse.
özgürlük ölümün kapısını kırmaktır
kilidi bozulmuşsa gecede uykuların,
ant olsun günün sahibine
boyun eğmek yok sana vurana,
her gözyaşında bir mezar kazıdık
zebun kuşlarının muşambadan beyinlerine.
kavruk buğday tenli gövdelerimizde
boyunları çözülmüş rüzgar takımı,
deniz sahillerimizde yüzünü yitirince,
hiçbir kamyon taşıyamaz senin yüreğini.
güneşle doldurmuşsun ceplerini yüzünün
çocuk gülüşleriyle şarkın bestelendikçe,
düşlerimize pasaport vermeyecekler felluce.
biz bu dünyanın mültecisiyiz
hiroşima’ nın acılarına benzer acılarımız
vietnam’ın çocuklarıyla aynı gökte
uçurtmalarını uçurdu çocuklarımız,
temiz kaldıkça yüreklerimizin tek bir sayfası
adımıza pasaport vermeyecekler felluce_palo

Palo Keko
Kayıt Tarihi : 1.4.2005 09:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Necmiye Çakıcı Sarpkaya Çobanyıldızı
    Necmiye Çakıcı Sarpkaya Çobanyıldızı

    Tebrikler Hüseyin Bey
    Yüreğinize sağlık.
    Allah tez günde kurtuluş
    diriliş birlik ve beraberlik azmi
    versin.

    Selam ve saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Palo Keko