Felek Sana Şikayetim Var

Felek sana senden şikâyetim var
Güldürmedin bir gün beni el gibi
Gece gündüz viranede inledim
Çiğnettin beni âleme yol gibi.

Yıllar var kederle yürüttün beni
Attın viranede çürüttün beni
Dalımda açmadan kuruttun beni
Gonca iken solan taze gül gibi.

Ah dedikçe cefa verdin başıma
Tatlı iken zehir kattın aşıma
Aldırmadın sitemime, yaşıma
Ağlatırsın coşkun akan sel gibi.

Gezde, gözde, hedefte gördün beni
Kıymet bilmez dil ile vurdun beni
Sürdün ham taylar gibi yordun beni
Dağ, bayırda rüzgâr gibi, yel gibi.

İnsan avında gezer insan avcısı
Yüreğimi yakar onun sancısı
Üstüme kükrer elin yabancısı
Kapısında bekletirsin kul gibi.

Hal bilmeyen hallerimi soruyor
Bal gösterip zehir ile vuruyor
Dip dedemden bana hesap görüyor,
Babası belli sağlam döl gibi.

Çok aslı bozuk var beni incitir
Yalnız beni değil seni incitir
İmanı, inancı, dini incitir
Mihrabı var para gibi, pul gibi.

Çakal aslan diye anılır oldu
Bir şapka giydi er tanınır oldu
Ordu bozan mazlum bilinir oldu
Orospunun ağzındaki dil gibi.

Derler ki kurtlar gidince yazıya
Meydan kaldı köyde kancık tazıya
Adam denildi kavata, dürzüye
Avradı gezer ortak mal gibi.

Felek sen çıkardın şu Almanya’yı
Acın koynuna doldurdun parayı
Çiğnettin sonra hacıyı, hocayı
Bir soysuzun ayağında yol gibi.

Şikâyetim daha neler var neler
Deme ki böyle gelmiş böyle gider
Benden sana kabul edersen eğer
İşte hallerimiz arzı hal gibi.