Çıktım gökyüzüne, sevmedim indim aleme
Adım adım vurup, seyrana gezmeye geldim
Alem derki durma,satır satır dök kaleme
Harabat dünyaya, destanlar yazmaya geldim
Gönül ateşiyle,yaktım can bozanı bile
Hoş olur sohbetim, dergahın suzanı bile
Baykuşa yalıdır, bülbülün hazanı bile
Rüzgarı savurup, yagmurla ezmeye geldim
Aşk gümüş sandıkda,açılmaz hazinem idi
Damlı medreseler, benim söz hanem idi
Beyaz tüllü arşın, makberim buzhanem idi
Yer yüzünde gezip, sırları çözmeye geldim
Sahranın kumları, anlatır aşkı leylaya
Nice koç yigitler, düştü perişan sevdaya
Derdü canan ile, beyan yalvardım mevlaya
Bende coşup aşka, yollarda tozmaya geldim
Öyle bir yürekki, boz dagları devirecek
Yaşlarım düşünce, kuru otlar göverecek
Gözleri kör kader, beni nere çevirecek
Harşena degil, kaf dagı kazmaya geldim
Haruni har düştü, ciger büryan kor oldu yar
Mahı ahvalini, gördüm gözler kör oldu yar
Zemzem suyu gibi, aşkım içmek zor oldu yar
Felek çemberini,döndürüp bozmaya geldim
Kayıt Tarihi : 17.12.2012 16:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!